#smrgSAHAF Fener Bekçisi - 1943

Basıldığı Matbaa:
Şirketi Mürettibiye Basımevi
Dizi Adı:
Son Asır Dünya Edebiyatı Serisi: 13
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199073037
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
137 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1943
Çeviren:
Süreyya Sami Berkem
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199073037
458928
Fener Bekçisi -        1943
Fener Bekçisi - 1943 #smrgSAHAF
0.00
Panama civarında Aspinwall'daki fener bekçisi, günün birinde, hiç bir iz bırakmadan ortadan kaybolmuştu. Bu hâdisenin, bir fırtına esnasında geçmiş olması zavallı adamın fenerin bulunduğu kayalık adanın pek yamacına yaklaştığı ve bu sırada bir dalga tarafından alınıp götürüldüğü zannını uyandırmıştı. Bu ihtimali kuvvetlendiren sebeplerden biri de ertesi günü sandalın kayalar arasındaki yerinde bulunamamayışı olmuştu. İşte bu suretle fener bekçiliği açılmıştı. Çabucak birinin tâyini gerekiyordu. Çünkü fener, gerek yerli vapurların gidiş gelişi ve gerek New York'tan Panama'ya sefer yapan gemiler için çok önemli idi. Mos-quito Gulf (Sivrisinek Körfezi) kumsal ve kayalık olduğundan bunun içinde gündüzleri bile gemi işletmek büyük maharete bağlı idi. Geceleri ise tropik güneşiyle ısınan sulardan çok defa hasıl olan sis, bu güçlüğü bir kat daha artırır, hattâ gemi işletilmesini âdeta imkânsız bir hale sokardı. Böyle zamanlarda gemilerin biricik klavuzu fenerin ışığı idi. Yani bir fener bekçisi bulmak yazifesi Panama'da oturan Amerika Konsolosuna düşüyordu, ve bu da kolay bir iş değildi; bir kere bu memuriyete yirmi dört saat içinde mutlaka bir adam bulmak gerekiyordu, sonra bulunacak adama bel bağlanabilmeliydi. Öyle her müracaatta bulunan kabul edilemezdi. Dahası var; bu işin öyle çok isteklisi yoktu. Çünkü fener kulesinde yapayalnız geçecek hayat bin türlü zorluklarla, yoksulluklarla dolu idi. (Kitaptan)
Panama civarında Aspinwall'daki fener bekçisi, günün birinde, hiç bir iz bırakmadan ortadan kaybolmuştu. Bu hâdisenin, bir fırtına esnasında geçmiş olması zavallı adamın fenerin bulunduğu kayalık adanın pek yamacına yaklaştığı ve bu sırada bir dalga tarafından alınıp götürüldüğü zannını uyandırmıştı. Bu ihtimali kuvvetlendiren sebeplerden biri de ertesi günü sandalın kayalar arasındaki yerinde bulunamamayışı olmuştu. İşte bu suretle fener bekçiliği açılmıştı. Çabucak birinin tâyini gerekiyordu. Çünkü fener, gerek yerli vapurların gidiş gelişi ve gerek New York'tan Panama'ya sefer yapan gemiler için çok önemli idi. Mos-quito Gulf (Sivrisinek Körfezi) kumsal ve kayalık olduğundan bunun içinde gündüzleri bile gemi işletmek büyük maharete bağlı idi. Geceleri ise tropik güneşiyle ısınan sulardan çok defa hasıl olan sis, bu güçlüğü bir kat daha artırır, hattâ gemi işletilmesini âdeta imkânsız bir hale sokardı. Böyle zamanlarda gemilerin biricik klavuzu fenerin ışığı idi. Yani bir fener bekçisi bulmak yazifesi Panama'da oturan Amerika Konsolosuna düşüyordu, ve bu da kolay bir iş değildi; bir kere bu memuriyete yirmi dört saat içinde mutlaka bir adam bulmak gerekiyordu, sonra bulunacak adama bel bağlanabilmeliydi. Öyle her müracaatta bulunan kabul edilemezdi. Dahası var; bu işin öyle çok isteklisi yoktu. Çünkü fener kulesinde yapayalnız geçecek hayat bin türlü zorluklarla, yoksulluklarla dolu idi. (Kitaptan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat