#smrgKİTABEVİ Fidel ve Din: Frei Betto ile Marksizm ve Kurtuluş Teolojisi Üzerine Sohbetler -
“Bizi yalanla evlendirip onunla yaşamaya mecbur kıldılar. O yüzden gerçekleri duyduğumuzda dünya başımıza yıkılıyor sanıyoruz.”
Hıristiyanlar ile Komünistler arasında sıkı politik bağlar kurma olasılığının üzerine örtülen kalın peçe, Fidel'in Brezilyalı Rahip Frei Betto'ya verdiği bu röportajda kalkıyor. Okurun burada üzerine düşünebileceği şey hiç görülmedik, duyulmadık bir olay. Sözcüğün sözlük tanımına bağlı kalarak adlı adınca söylersek, bu röportajı okuyacak kişi “insanları hayran bırakan, doğaüstü sayılan olay”la, yani bir mucizeyle karşılaşacaktır.
Komünistlerin inançlı insanlarla anlaşmasının mümkün olmayacağı dogması, zenginlik-yoksulluk veya zulüm-adalet terazisinde yerle bir oluyor. Fidel “somut durumun somut tahlili” ilkesini hassas bir konuda ele alarak, hayata ve teoriye dair ustalığını gözler önüne seriyor.
Sosyalistlerin din meselesine bakışı bu kitapta yeni ve şaşırtıcı yollar buluyor. İnsanlığın kaderi için içtenlikle kaygılanan herkesin üzerine derin derin düşünmek isteyeceği bir mesele bu.
FIDEL CASTRO RUZ, eski adıyla Oriente Eyaleti'nin, Birán köyünde (Küba) 13 Ağustos 1926'da dünyaya geldi. Hali vakti yerinde, toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Santiago de Cuba ve Havana'daki Katolik seçkinlerin devam ettiği özel okullarda öğrenim gördü. 1950'de Havana Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Üniversite yıllarında, politik yozlaşma karşıtı bir öğrenci grubuna katıldı. Ortodoks Parti olarak da bilinen Küba Halk Partisi'ne üye oldu ve söz konusu partinin sol kanadının lideri haline geldi. Aynı yıl Dominik Cumhuriyeti'ndeki Trujillo diktatörlüğüne düzenlenen silahlı bir sefere gönüllü katıldı. Fakat bu sefere katılanlar Küba dışına çıkıp planlarını uygulayamamışlardır. Öğrenci lideri olarak Fidel, ABD'nin başını çektiği OEA'nın kurucu konferansıyla çakışacak, antiemperyalist bir Latin Amerikan öğrenci kongresi toplamak amacıyla Venezuela, Panama ve Kolombiya'ya gitti. Kolombiya'da bulunduğu sırada, Nisan 1948'de patlak veren halk ayaklanmasına katıldı.
10 Mart 1952'deki Fulgencio Batista tarafından yapılan darbenin ardından Küba'da, ABD tarafından desteklenen Batista rejimine karşı silahlı bir ayaklanma başlatmak amacıyla, devrimci bir örgüt yapılandırmaya girişti. 26 Temmuz 1953'te Moncada Kışlası'na yapılan başarısız bir saldırı girişimini örgütledi ve yönetti. Hem kendisi hem de saldırıya katılanlar arasından iki düzineden fazla kişi yakalandı, yargılandı ve mahkûm edilerek hapse atıldı. Castro hapiste sonradan, on binlerce kopyası dağıtılacak ve "Tarih Beni Aklayacaktır" adıyla 26 Temmuz Hareketi'nin programına dönüşecek olan savunmasını hazırladı. Aslen Fidel ve yoldaşları 15 yıl hapis cezası almış olsalar da 22 ay sonra, 1955'te kamuoyunun baskısıyla çıkarılan af sonucunda serbest bırakıldılar.
7 Temmuz 1955'te Fidel Meksika'ya gitmek üzere yola çıktı. Orada, Küba'da silahlı bir ayaklanma başlatmak amacıyla bir gerilla seferi organize etmeye girişti. 2 Aralık 1956'da, aralarında kardeşi Raúl Castro, Che Guevara, Camilo Cienfuegos, Juan Almeida ve Jesús Montané'nin de bulunduğu 81 savaşçıyla birlikte, Granma adlı tekneyle Küba kıyılarına yanaştı. Sonraki iki yıl boyunca Fidel, 26 Temmuz Hareketi'nin öncülüğünü sürdürmenin yanı sıra, İsyancı Ordusu'nun operasyonlarına da kumanda etti. Baştaki geri çekilişin ardından gerillalar güçlerini yeniden örgütlemeyi ve 1958'in sonlarına doğru, savaşı Sierra Maestra Dağları'ndan adanın tamamına yaymayı başarmışlardı.
Ocak 1959'da Batista Küba'yı terk etti. Yüz binlerce Kübalı Fidel'in çağrısı üzerine genel grev başlattı, bu da devrimin zaferini sağlama aldı.
Fidel Castro 8 Ocak 1959'da muzaffer İsyancı Ordusu'nun başarılı başkomutanı olarak Havana'ya girdi. 13 Şubat 1959'da başbakanlığa atandı ve devlet başkanlığı görevini 2008 yılına kadar sürdürdü.
FREI BETTO 1944'te Belo Horizonte'de doğmuş Brezilyalı bir rahiptir. Çok erken yaştan itibaren Genç Katolik Öğrenciler Birliği'nde faaliyet göstermeye başladı ve 1964'te gazetecilik bölümü öğrencisi olduğu sırada, askeri diktatörlük tarafından hapsedildi. Ertesi yıl Dominiken Tarikatı'na katıldı. Teoloji ve felsefe çalışmalarının yanı sıra, gazeteci olarak çalıştı ve Brezilya'daki askeri diktatörlüğe muhalefet eden hareketin içinde yer aldı. Frei Betto, köylülere politika, iktidar ve özgürlükle ilgili metinler aracılığıyla hızla okuma yazma öğreten, uluslararası saygınlığa sahip eğitimci Paulo Freire ile birlikte çalıştı.
1969'da yeniden hapse atıldı ve 1974'te serbest bırakılmasının ardından yoksul sanayi mahallelerindeki Hıristiyan Taban Cemaatleri'nin organizasyonunda yer aldı. 1980'li yıllarda devlet ve din ilişkileri konusunda danışmanlık yaparak Nikaragua, Küba, Çin, Sovyetler Birliği, Polonya ve Çekoslovakya'da çalıştı. Topraksızlar Hareketi'ne ve Porto Alegre Sosyal Forumları'na katılımı da önem taşır. Yakın zamanda Lula Hükümeti'nin sosyal politikalar ve Sıfır Açlık Projesi'nin danışmanlığını yapmıştır.
Frei Betto Üçüncü Dünya Teologları Uluslararası Ekümenik Birliği üyesi ve Kurtuluş Teolojisi'ne dair bir düzineden fazla kitabın takdir edilen yazarıdır.
“Bizi yalanla evlendirip onunla yaşamaya mecbur kıldılar. O yüzden gerçekleri duyduğumuzda dünya başımıza yıkılıyor sanıyoruz.”
Hıristiyanlar ile Komünistler arasında sıkı politik bağlar kurma olasılığının üzerine örtülen kalın peçe, Fidel'in Brezilyalı Rahip Frei Betto'ya verdiği bu röportajda kalkıyor. Okurun burada üzerine düşünebileceği şey hiç görülmedik, duyulmadık bir olay. Sözcüğün sözlük tanımına bağlı kalarak adlı adınca söylersek, bu röportajı okuyacak kişi “insanları hayran bırakan, doğaüstü sayılan olay”la, yani bir mucizeyle karşılaşacaktır.
Komünistlerin inançlı insanlarla anlaşmasının mümkün olmayacağı dogması, zenginlik-yoksulluk veya zulüm-adalet terazisinde yerle bir oluyor. Fidel “somut durumun somut tahlili” ilkesini hassas bir konuda ele alarak, hayata ve teoriye dair ustalığını gözler önüne seriyor.
Sosyalistlerin din meselesine bakışı bu kitapta yeni ve şaşırtıcı yollar buluyor. İnsanlığın kaderi için içtenlikle kaygılanan herkesin üzerine derin derin düşünmek isteyeceği bir mesele bu.
FIDEL CASTRO RUZ, eski adıyla Oriente Eyaleti'nin, Birán köyünde (Küba) 13 Ağustos 1926'da dünyaya geldi. Hali vakti yerinde, toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Santiago de Cuba ve Havana'daki Katolik seçkinlerin devam ettiği özel okullarda öğrenim gördü. 1950'de Havana Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Üniversite yıllarında, politik yozlaşma karşıtı bir öğrenci grubuna katıldı. Ortodoks Parti olarak da bilinen Küba Halk Partisi'ne üye oldu ve söz konusu partinin sol kanadının lideri haline geldi. Aynı yıl Dominik Cumhuriyeti'ndeki Trujillo diktatörlüğüne düzenlenen silahlı bir sefere gönüllü katıldı. Fakat bu sefere katılanlar Küba dışına çıkıp planlarını uygulayamamışlardır. Öğrenci lideri olarak Fidel, ABD'nin başını çektiği OEA'nın kurucu konferansıyla çakışacak, antiemperyalist bir Latin Amerikan öğrenci kongresi toplamak amacıyla Venezuela, Panama ve Kolombiya'ya gitti. Kolombiya'da bulunduğu sırada, Nisan 1948'de patlak veren halk ayaklanmasına katıldı.
10 Mart 1952'deki Fulgencio Batista tarafından yapılan darbenin ardından Küba'da, ABD tarafından desteklenen Batista rejimine karşı silahlı bir ayaklanma başlatmak amacıyla, devrimci bir örgüt yapılandırmaya girişti. 26 Temmuz 1953'te Moncada Kışlası'na yapılan başarısız bir saldırı girişimini örgütledi ve yönetti. Hem kendisi hem de saldırıya katılanlar arasından iki düzineden fazla kişi yakalandı, yargılandı ve mahkûm edilerek hapse atıldı. Castro hapiste sonradan, on binlerce kopyası dağıtılacak ve "Tarih Beni Aklayacaktır" adıyla 26 Temmuz Hareketi'nin programına dönüşecek olan savunmasını hazırladı. Aslen Fidel ve yoldaşları 15 yıl hapis cezası almış olsalar da 22 ay sonra, 1955'te kamuoyunun baskısıyla çıkarılan af sonucunda serbest bırakıldılar.
7 Temmuz 1955'te Fidel Meksika'ya gitmek üzere yola çıktı. Orada, Küba'da silahlı bir ayaklanma başlatmak amacıyla bir gerilla seferi organize etmeye girişti. 2 Aralık 1956'da, aralarında kardeşi Raúl Castro, Che Guevara, Camilo Cienfuegos, Juan Almeida ve Jesús Montané'nin de bulunduğu 81 savaşçıyla birlikte, Granma adlı tekneyle Küba kıyılarına yanaştı. Sonraki iki yıl boyunca Fidel, 26 Temmuz Hareketi'nin öncülüğünü sürdürmenin yanı sıra, İsyancı Ordusu'nun operasyonlarına da kumanda etti. Baştaki geri çekilişin ardından gerillalar güçlerini yeniden örgütlemeyi ve 1958'in sonlarına doğru, savaşı Sierra Maestra Dağları'ndan adanın tamamına yaymayı başarmışlardı.
Ocak 1959'da Batista Küba'yı terk etti. Yüz binlerce Kübalı Fidel'in çağrısı üzerine genel grev başlattı, bu da devrimin zaferini sağlama aldı.
Fidel Castro 8 Ocak 1959'da muzaffer İsyancı Ordusu'nun başarılı başkomutanı olarak Havana'ya girdi. 13 Şubat 1959'da başbakanlığa atandı ve devlet başkanlığı görevini 2008 yılına kadar sürdürdü.
FREI BETTO 1944'te Belo Horizonte'de doğmuş Brezilyalı bir rahiptir. Çok erken yaştan itibaren Genç Katolik Öğrenciler Birliği'nde faaliyet göstermeye başladı ve 1964'te gazetecilik bölümü öğrencisi olduğu sırada, askeri diktatörlük tarafından hapsedildi. Ertesi yıl Dominiken Tarikatı'na katıldı. Teoloji ve felsefe çalışmalarının yanı sıra, gazeteci olarak çalıştı ve Brezilya'daki askeri diktatörlüğe muhalefet eden hareketin içinde yer aldı. Frei Betto, köylülere politika, iktidar ve özgürlükle ilgili metinler aracılığıyla hızla okuma yazma öğreten, uluslararası saygınlığa sahip eğitimci Paulo Freire ile birlikte çalıştı.
1969'da yeniden hapse atıldı ve 1974'te serbest bırakılmasının ardından yoksul sanayi mahallelerindeki Hıristiyan Taban Cemaatleri'nin organizasyonunda yer aldı. 1980'li yıllarda devlet ve din ilişkileri konusunda danışmanlık yaparak Nikaragua, Küba, Çin, Sovyetler Birliği, Polonya ve Çekoslovakya'da çalıştı. Topraksızlar Hareketi'ne ve Porto Alegre Sosyal Forumları'na katılımı da önem taşır. Yakın zamanda Lula Hükümeti'nin sosyal politikalar ve Sıfır Açlık Projesi'nin danışmanlığını yapmıştır.
Frei Betto Üçüncü Dünya Teologları Uluslararası Ekümenik Birliği üyesi ve Kurtuluş Teolojisi'ne dair bir düzineden fazla kitabın takdir edilen yazarıdır.