Mevlânâ, kendisini ziyarete gelen yahut kimi zaman ziyaretine gittiği kişilerle konuşurken, sorularına cevap verirken, yeri geldikçe âyetleri tefsir, hadîsleri şerh ederken o mecliste bulunanlardan biri, belki de birkaçı, sözlerini zaptetmişler, herhalde sonradan bu zaptedilen parçalar karşılaştırılmış, belki de kendisine gösterilip düzeltilmiş, en sonunda da temize çekilmiş, böylece de bir kitap meydana gelmiştir.
Kimi bölümlerinin, sonradan, hatırda kaldığı kadar zaptedilmiş olması da bir ihtimal olarak söylenebilir. Zâti Sûfîlerde bu, bir gelenektir.” Sözümüz burada bitti şimdilik; aziz okuyucu, kitabı aç, Mevlânâ'mızla baş-başa kal, soluk-soluğa konuş; artık o söylesin, biz sustuk.
Bende-i bendegân-ı Mevlânâ” -Abdülbâki Gölpınarlı
“Bir kitap ki ne varsa onda var; anlamlar bakımından lâtif... Onu okuyanın canı arınır, güzel kokar; anlamlarını anlayanaysa müjde.”
Mevlânâ, kendisini ziyarete gelen yahut kimi zaman ziyaretine gittiği kişilerle konuşurken, sorularına cevap verirken, yeri geldikçe âyetleri tefsir, hadîsleri şerh ederken o mecliste bulunanlardan biri, belki de birkaçı, sözlerini zaptetmişler, herhalde sonradan bu zaptedilen parçalar karşılaştırılmış, belki de kendisine gösterilip düzeltilmiş, en sonunda da temize çekilmiş, böylece de bir kitap meydana gelmiştir.
Kimi bölümlerinin, sonradan, hatırda kaldığı kadar zaptedilmiş olması da bir ihtimal olarak söylenebilir. Zâti Sûfîlerde bu, bir gelenektir.” Sözümüz burada bitti şimdilik; aziz okuyucu, kitabı aç, Mevlânâ'mızla baş-başa kal, soluk-soluğa konuş; artık o söylesin, biz sustuk.
Bende-i bendegân-ı Mevlânâ” -Abdülbâki Gölpınarlı
“Bir kitap ki ne varsa onda var; anlamlar bakımından lâtif... Onu okuyanın canı arınır, güzel kokar; anlamlarını anlayanaysa müjde.”