Bu noktada birbiriyle ilintili olan iki değerlendirme yapılması mümkündür. İlk değerlendirme, finansal krizleri ta-rihsel bir süreç içerisinde irdelemeyi hedefleyen ve Hollanda'daki Lale Çılgınlığı ile başlayıp Küresel Finansal Kriz ile sonlandırılan bu çalışmada çoğu insanın hayatında en az bir kere kullandığı “tarih tekerrürden ibarettir” ifadesinin finansal piyasalar için de geçerli olduğu şeklindedir. Bunun temel sebebi, finansal krizlerin tarihsel çizgisinde her ne kadar ülkeler, süreçler ve spekülasyon nesneleri farklılık gösterse de finansal piyasaların temel unsurunun spekülatif bir varlık olan insan olması ve bazı istisnalar olmakla beraber insanların çoğu zaman sürü davranışı sergilemeleridir. İkinci değerlendirme ise tarihsel bir tespit yapma şeklindedir. Panik ile başlayan ve ardından ‘Büyük' ve ‘Küçük' Panikler'in yaşandığı 20. yüzyılın ilk yirmi yılında Birinci Dünya Savaşı, ardından ‘Büyük Çöküş' ve ‘Büyük Buhran'ın yaşandığı sonraki yirmi yılda İkinci Dünya Savaşı yaşanmıştır. Petrol ve Enerji Krizleri'nin yaşandığı 70'lerin ardından ise sürekli olarak bölgesel çatışmalar yaşanmış ve bunların bazılarına ‘Süper Güç' olarak nitelendirilen ülkeler de taraf olmuşlardır. Bu tespitten sonra şu sorunun cevabının aranması yararlı olacaktır: 21. yüzyılın ilk on yılında da üç kriz yaşanmıştır ve sonuncusu Avrupa Borç Krizi'ne evrilerek sürmektedir. Diğer bir ifade ile yarısından fazlasının finansal krizlerle geçtiği yaşadığımız yüzyılda devam eden küresel finansal krizin üstesinden gelmek için Üçüncü Dünya Savaşı'na mı gerek vardır? Sahra Üstü Afrikası'nda, Arap Yarımadası'nda yer alan bazı ülkelerde ve Suriye'de yaşananlar bu savaşın ön hazırlıkları mıdır böylesi bir felaketin ayak sesleri midir? … Ve, dikkat çekici bir nokta da petrol rezervlerinin önümüzdeki 50-60 yıllık dönemde tükeneceğinin öngörülmesidir.
Bu noktada birbiriyle ilintili olan iki değerlendirme yapılması mümkündür. İlk değerlendirme, finansal krizleri ta-rihsel bir süreç içerisinde irdelemeyi hedefleyen ve Hollanda'daki Lale Çılgınlığı ile başlayıp Küresel Finansal Kriz ile sonlandırılan bu çalışmada çoğu insanın hayatında en az bir kere kullandığı “tarih tekerrürden ibarettir” ifadesinin finansal piyasalar için de geçerli olduğu şeklindedir. Bunun temel sebebi, finansal krizlerin tarihsel çizgisinde her ne kadar ülkeler, süreçler ve spekülasyon nesneleri farklılık gösterse de finansal piyasaların temel unsurunun spekülatif bir varlık olan insan olması ve bazı istisnalar olmakla beraber insanların çoğu zaman sürü davranışı sergilemeleridir. İkinci değerlendirme ise tarihsel bir tespit yapma şeklindedir. Panik ile başlayan ve ardından ‘Büyük' ve ‘Küçük' Panikler'in yaşandığı 20. yüzyılın ilk yirmi yılında Birinci Dünya Savaşı, ardından ‘Büyük Çöküş' ve ‘Büyük Buhran'ın yaşandığı sonraki yirmi yılda İkinci Dünya Savaşı yaşanmıştır. Petrol ve Enerji Krizleri'nin yaşandığı 70'lerin ardından ise sürekli olarak bölgesel çatışmalar yaşanmış ve bunların bazılarına ‘Süper Güç' olarak nitelendirilen ülkeler de taraf olmuşlardır. Bu tespitten sonra şu sorunun cevabının aranması yararlı olacaktır: 21. yüzyılın ilk on yılında da üç kriz yaşanmıştır ve sonuncusu Avrupa Borç Krizi'ne evrilerek sürmektedir. Diğer bir ifade ile yarısından fazlasının finansal krizlerle geçtiği yaşadığımız yüzyılda devam eden küresel finansal krizin üstesinden gelmek için Üçüncü Dünya Savaşı'na mı gerek vardır? Sahra Üstü Afrikası'nda, Arap Yarımadası'nda yer alan bazı ülkelerde ve Suriye'de yaşananlar bu savaşın ön hazırlıkları mıdır böylesi bir felaketin ayak sesleri midir? … Ve, dikkat çekici bir nokta da petrol rezervlerinin önümüzdeki 50-60 yıllık dönemde tükeneceğinin öngörülmesidir.