Zira anlamadığı bir âlemin içine fırlatılmış olan ilk insan çok geçmeden bu anlama noksanlığı dolayısile rahat ve refahının ve hattâ hayatının tehlikeye düşebileceğinin farkına vardı. Cansız tabiat bazan yardımcı ve dost göründü, fakat hayat bahşeden güneş ve tatlı bir yağmur yerine gök gürültüleri ve kasırgalar geçince aynı tabiat bir düşman hâlini aldı. Bunlar kendisine, hayatını tehdit eden vahşi hayvanlar ve sair insanların verdiği aynı dehşet ve korku hissini veriyorlardı. İnsanın bunlara karşı olan ilk reaks,iyonu kendi insanî heves ve arzularını muhitindeki cansız objelere inikas ettirmekti. O Andrew Lang'ın ifade ettiği gibi "Bütün tabiat canlı şahsiyetlerin bir mecmuası" oluncaya kadar dünyasını ruhlar, şeytanlar ve irili ufaklı ilâh ve ilahelerle iskân edilmiş tasavvur ediyordu. Bu gibi fikirler mağara insanlarına ve vahşilere münhasır kalmadı. (Kitaptan)
Zira anlamadığı bir âlemin içine fırlatılmış olan ilk insan çok geçmeden bu anlama noksanlığı dolayısile rahat ve refahının ve hattâ hayatının tehlikeye düşebileceğinin farkına vardı. Cansız tabiat bazan yardımcı ve dost göründü, fakat hayat bahşeden güneş ve tatlı bir yağmur yerine gök gürültüleri ve kasırgalar geçince aynı tabiat bir düşman hâlini aldı. Bunlar kendisine, hayatını tehdit eden vahşi hayvanlar ve sair insanların verdiği aynı dehşet ve korku hissini veriyorlardı. İnsanın bunlara karşı olan ilk reaks,iyonu kendi insanî heves ve arzularını muhitindeki cansız objelere inikas ettirmekti. O Andrew Lang'ın ifade ettiği gibi "Bütün tabiat canlı şahsiyetlerin bir mecmuası" oluncaya kadar dünyasını ruhlar, şeytanlar ve irili ufaklı ilâh ve ilahelerle iskân edilmiş tasavvur ediyordu. Bu gibi fikirler mağara insanlarına ve vahşilere münhasır kalmadı. (Kitaptan)