Ya da bu iki eski sevgilinin yıllar önce yarım kalan o masum o çocuksu aşkları 1980 ihtilalinin hemen öncesinde, anarşinin tam da orta yerinde, İstanbul Üniversitesi'nde yeniden başlıyor.
Enis yıllar önce izini kaybettiği Heval'i bir gün üniversitenin yemekhanesinde görür ve peşine takılır. Şehri boydan boya kat ettiği ve evlerinin kapısına kadar süren bu takip sırasında Enis, Heval'in solcuların arasına karıştığını öğrenir. Eski sevgilisinin izini bulmanın keyfini yaşarken beklenmedik bir şey olur ve evlerinin sokağında Heval'in babasıyla karşılaşır. Bu rastlantı sonrasında nasıl yakınlaşıp, konuşacağını bilmediği çocukluk aşkının evine babasının ısrarıyla misafir olur. Hiç hesapta olmayan bu ziyaret sırasında Heval'in bir sevdiği olduğundan şüphelense de onu tekrar kaybetmemek için elinden geleni yapacağına dair kendisine söz verir. Fakat gönül meselelerinde aklıyla hareket edenlerin de en az kalbinin sesini dinleyenler kadar yanıldığını öğrenmesi için Enis'in zamana ihtiyacı vardır.
Aynı günün gecesinde sarhoş olarak gittiği, ülkücü öğrencilerin kaldığı evde hoş karşılanmaz ve en kısa zamanda kendisine kalacak bir yer bulması söylenir. Yokluğun, kıtlığın bol olduğu o karaborsa devrinde, ülke usul usul Eylül ihtilaline yaklaşırken, karlar altındaki 'anarşinin baş şehri İstanbul'da' Enis için artık yeni bir hayat başlamıştır.
Ya da bu iki eski sevgilinin yıllar önce yarım kalan o masum o çocuksu aşkları 1980 ihtilalinin hemen öncesinde, anarşinin tam da orta yerinde, İstanbul Üniversitesi'nde yeniden başlıyor.
Enis yıllar önce izini kaybettiği Heval'i bir gün üniversitenin yemekhanesinde görür ve peşine takılır. Şehri boydan boya kat ettiği ve evlerinin kapısına kadar süren bu takip sırasında Enis, Heval'in solcuların arasına karıştığını öğrenir. Eski sevgilisinin izini bulmanın keyfini yaşarken beklenmedik bir şey olur ve evlerinin sokağında Heval'in babasıyla karşılaşır. Bu rastlantı sonrasında nasıl yakınlaşıp, konuşacağını bilmediği çocukluk aşkının evine babasının ısrarıyla misafir olur. Hiç hesapta olmayan bu ziyaret sırasında Heval'in bir sevdiği olduğundan şüphelense de onu tekrar kaybetmemek için elinden geleni yapacağına dair kendisine söz verir. Fakat gönül meselelerinde aklıyla hareket edenlerin de en az kalbinin sesini dinleyenler kadar yanıldığını öğrenmesi için Enis'in zamana ihtiyacı vardır.
Aynı günün gecesinde sarhoş olarak gittiği, ülkücü öğrencilerin kaldığı evde hoş karşılanmaz ve en kısa zamanda kendisine kalacak bir yer bulması söylenir. Yokluğun, kıtlığın bol olduğu o karaborsa devrinde, ülke usul usul Eylül ihtilaline yaklaşırken, karlar altındaki 'anarşinin baş şehri İstanbul'da' Enis için artık yeni bir hayat başlamıştır.