Karl Marx, Fransa'da patlak verip tüm Avrupa'yı sarsan 1848 Devrimleriyle ilgili çalışmasında, işçi sınıfının yalnızca "yıkıcı" bir güç olmaktan çıkarak gerçek anlamıyla "devrimci" bir güç haline gelmesini sağlayan süreci anlatıyor. "Yıkıcı" bir güç olarak işçi sınıfı, 1848 Devrimlerine kadar, burjuvazi tarafından ya kullanılmış ya da ezilmişti. Ama 1848 Devrimlerinden ders alan işçi sınıfı, önce 1871 yılında tarihin ilk işçi sınıfı iktidarı olan Paris Komünü'nü kurdu, ardından 1917 yılında Rusya'da Ekim Devrimini gerçekleştirdi.
Marx, 1850 yılında kaleme aldığı değerlendirmelerinde, işçi sınıfının tarih sahnesine ilk kez bağımsız bir güç olarak çıkmasının ne anlama geldiğini, bugünün koşullarına da ışık tutacak bir açıklıkla tarif ediyor.
Fransa'da Sınıf Mücadeleleri, bu çalışmayla, ilk kez Almanca özgün metinden çevrilerek dilimize kazandırıldı.
(Arka Kapak)
Karl Marx, Fransa'da patlak verip tüm Avrupa'yı sarsan 1848 Devrimleriyle ilgili çalışmasında, işçi sınıfının yalnızca "yıkıcı" bir güç olmaktan çıkarak gerçek anlamıyla "devrimci" bir güç haline gelmesini sağlayan süreci anlatıyor. "Yıkıcı" bir güç olarak işçi sınıfı, 1848 Devrimlerine kadar, burjuvazi tarafından ya kullanılmış ya da ezilmişti. Ama 1848 Devrimlerinden ders alan işçi sınıfı, önce 1871 yılında tarihin ilk işçi sınıfı iktidarı olan Paris Komünü'nü kurdu, ardından 1917 yılında Rusya'da Ekim Devrimini gerçekleştirdi.
Marx, 1850 yılında kaleme aldığı değerlendirmelerinde, işçi sınıfının tarih sahnesine ilk kez bağımsız bir güç olarak çıkmasının ne anlama geldiğini, bugünün koşullarına da ışık tutacak bir açıklıkla tarif ediyor.
Fransa'da Sınıf Mücadeleleri, bu çalışmayla, ilk kez Almanca özgün metinden çevrilerek dilimize kazandırıldı.
(Arka Kapak)