2-4 Ciltler Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfıi 1989
İbnu'l-Arabi'nin en meşhur eseri olan Fususu'l-Hikem, İslam tasavvufunun Mesnevi ile birlikte şah eserlerinden biridir. Hacmi küçük olmakla beraber anlaşılmasındaki güçlük, Sadreddin Konevi'den itibaren günümüze kadar yüzden fazla Arapça, Farsça ve Türkçe şerhlerinin yapılmasına sebeb olmuştur. XX. asrın başlarında Avrupa'da İslam tasavvufuna gösterilmeye başlayan alaka gittikçe artmış, İbnu'l-Arabi'nin eserleri hakkında çalışmalr yapılmış ve tercümeleri neşredilmiştir. Denebilir ki bugün batı dünyası İbnu'l Arabi ve eserlerini doğrudan çok daha fazla tanımaktadır.
İbnu'l-Arabi, Konevi'den itibaren birkaç asır boyunca en fazla Anadolu'da bilinmiş, okunmuş ve itibar görmüştür. Osmanlı tasavvuf anlayışı adeta İbnu'l-Arabi ve Mevlana'nın eserleriyle şekillenmiştir.
Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında yazılan, Mesnevi şarihi Ahmet Avni Konuk Bey'in Fususu'l-Hikem tercüme ve şerhi, Osmanlı tasavvuf anlayışını günümüze nakleden bir köprü olarak kabul edilebilir. Bu şerh sayesinde okuyucu Fususu'l-Hikem'in kapalı ifadelerinin hiç olmazsa bazılarının açıldığını görebilecektir. Bu yönüyle eser bir Fusus anahtarı olarak telakki edilebilir.
2-4 Ciltler Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfıi 1989
İbnu'l-Arabi'nin en meşhur eseri olan Fususu'l-Hikem, İslam tasavvufunun Mesnevi ile birlikte şah eserlerinden biridir. Hacmi küçük olmakla beraber anlaşılmasındaki güçlük, Sadreddin Konevi'den itibaren günümüze kadar yüzden fazla Arapça, Farsça ve Türkçe şerhlerinin yapılmasına sebeb olmuştur. XX. asrın başlarında Avrupa'da İslam tasavvufuna gösterilmeye başlayan alaka gittikçe artmış, İbnu'l-Arabi'nin eserleri hakkında çalışmalr yapılmış ve tercümeleri neşredilmiştir. Denebilir ki bugün batı dünyası İbnu'l Arabi ve eserlerini doğrudan çok daha fazla tanımaktadır.
İbnu'l-Arabi, Konevi'den itibaren birkaç asır boyunca en fazla Anadolu'da bilinmiş, okunmuş ve itibar görmüştür. Osmanlı tasavvuf anlayışı adeta İbnu'l-Arabi ve Mevlana'nın eserleriyle şekillenmiştir.
Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında yazılan, Mesnevi şarihi Ahmet Avni Konuk Bey'in Fususu'l-Hikem tercüme ve şerhi, Osmanlı tasavvuf anlayışını günümüze nakleden bir köprü olarak kabul edilebilir. Bu şerh sayesinde okuyucu Fususu'l-Hikem'in kapalı ifadelerinin hiç olmazsa bazılarının açıldığını görebilecektir. Bu yönüyle eser bir Fusus anahtarı olarak telakki edilebilir.