#smrgKİTABEVİ Gıdıklanan Özne: Politik Ontolojinin Yok Merkezi - 2023
Her ne kadar “Gıdıklanan Özne”nin temel tonu, felsefî gayet felsefî ise de, öncelikli olarak kati bağlanımı olan siyasal bir müdahaledir ve günümüz küresel kapitalizminin ve ideolojik eklentisi liberal-demokratik çokkültürcülüğünün hükmü altındaki bu çağda; solcu, anti-kapitalist bir siyasal tasarının nasıl yeniden formüle edilebileceğine dair o yakıcı soruya bir cevap aramaktadır.
Dünyayı anlamak, anlamlandırmak ve mümkünse onu anlamlı, yaşanır hale getirmek...
Zizek'in temel, en temel tezlerini öne sürdüğü eseri kabul edilen “Gıdıklanan Özne”ye, temel tezlerinde ısrarı temelinde bakıldığında; onun felsefî ve politik iddialarının doruk noktası olduğu söylenebilir. “Gıdıklanan Özne”, Zizek'in tezlerinin damıtılmış hâli olması bakımından özel bir ilgiyi hak ediyor.
Yıllardır tutarlı bir şekilde eleştirilen Kartezyen Özneyi kışkırtıcı bir tarzda benimseyerek savunusunu yapan Zizek, modern batı düşüncesini Alman İdealizminden başlayıp Althusser ve sonrasıyla ayrıntılı olarak ele alıyor. Alabildiğine felsefî olan ve zaman zaman felsefeye has özel terminolojiye hakkını vererek etraflı tartışmalar yapan Zizek, aslında böylece gayet politik vurgulara da kapıyı aralamış oluyor. Zizek'in tüm esere içkin temel paradigması gayet açık: Felsefeden politikaya geçiş...
“Gıdıklanan Özne”de düşünürler arasındaki geçişlerle, etkiler ve sonuçlara dair bir yolculuk da yapan Zizek: Kant, Hegel, Heidegger, Adorno, Horkheimer - tabiî ki - Lacan, David Lynch, Althusser, Foucault, Badiou, Balibar, Rancière, Laclau, Mouffe... gibi uzayıp giden isimler üzerinden çizdiği kuramsal çerçevede, birbiriyle mücadele eden tüm taraflar arasında sessiz bir uzlaşma sağlayan Kartezyen özneyi yeniden öne-sürme ve savunma çabasını üstleniyor. Bundan hareketle son bölümde aşkın öznenin karşısına çıkarılan çoklu özne, dolayısıyla post-modem siyasal düşence inceleniyor ve aslen bu teorilerin pratikteki ifadeleri olarak düşünülen ‘kimlik teorisi' merkezli eleştirel bir politik analize girişiliyor.
Zizek, “Gıdıklanan Özne”de günümüzdeki küresel kapitalizm ve onun ideolojik eklentisi liberal demokratik çok kültürcülüğün karşısına, solcu ve anti-kapitalist bir tasarının çıkarılabilmesi yönünde yoğun bir çaba içine giriyor.
Aslında Zizek, Kartezyen Özneden yola çıkarak çağımızı sarsacak yeni Politik Öznelerin izini sürüyor.
Her ne kadar “Gıdıklanan Özne”nin temel tonu, felsefî gayet felsefî ise de, öncelikli olarak kati bağlanımı olan siyasal bir müdahaledir ve günümüz küresel kapitalizminin ve ideolojik eklentisi liberal-demokratik çokkültürcülüğünün hükmü altındaki bu çağda; solcu, anti-kapitalist bir siyasal tasarının nasıl yeniden formüle edilebileceğine dair o yakıcı soruya bir cevap aramaktadır.
Dünyayı anlamak, anlamlandırmak ve mümkünse onu anlamlı, yaşanır hale getirmek...
Zizek'in temel, en temel tezlerini öne sürdüğü eseri kabul edilen “Gıdıklanan Özne”ye, temel tezlerinde ısrarı temelinde bakıldığında; onun felsefî ve politik iddialarının doruk noktası olduğu söylenebilir. “Gıdıklanan Özne”, Zizek'in tezlerinin damıtılmış hâli olması bakımından özel bir ilgiyi hak ediyor.
Yıllardır tutarlı bir şekilde eleştirilen Kartezyen Özneyi kışkırtıcı bir tarzda benimseyerek savunusunu yapan Zizek, modern batı düşüncesini Alman İdealizminden başlayıp Althusser ve sonrasıyla ayrıntılı olarak ele alıyor. Alabildiğine felsefî olan ve zaman zaman felsefeye has özel terminolojiye hakkını vererek etraflı tartışmalar yapan Zizek, aslında böylece gayet politik vurgulara da kapıyı aralamış oluyor. Zizek'in tüm esere içkin temel paradigması gayet açık: Felsefeden politikaya geçiş...
“Gıdıklanan Özne”de düşünürler arasındaki geçişlerle, etkiler ve sonuçlara dair bir yolculuk da yapan Zizek: Kant, Hegel, Heidegger, Adorno, Horkheimer - tabiî ki - Lacan, David Lynch, Althusser, Foucault, Badiou, Balibar, Rancière, Laclau, Mouffe... gibi uzayıp giden isimler üzerinden çizdiği kuramsal çerçevede, birbiriyle mücadele eden tüm taraflar arasında sessiz bir uzlaşma sağlayan Kartezyen özneyi yeniden öne-sürme ve savunma çabasını üstleniyor. Bundan hareketle son bölümde aşkın öznenin karşısına çıkarılan çoklu özne, dolayısıyla post-modem siyasal düşence inceleniyor ve aslen bu teorilerin pratikteki ifadeleri olarak düşünülen ‘kimlik teorisi' merkezli eleştirel bir politik analize girişiliyor.
Zizek, “Gıdıklanan Özne”de günümüzdeki küresel kapitalizm ve onun ideolojik eklentisi liberal demokratik çok kültürcülüğün karşısına, solcu ve anti-kapitalist bir tasarının çıkarılabilmesi yönünde yoğun bir çaba içine giriyor.
Aslında Zizek, Kartezyen Özneden yola çıkarak çağımızı sarsacak yeni Politik Öznelerin izini sürüyor.