Kast sisteminin hâkim olduğu toplumsal düzenin en tepesinde yer alan, kökenleri 11. asra dayanan varlıklı bir Brahman ailesinin 14. çocuğu olan Rabindranath Tagore, 1861'de Kalküta'da dünyaya geldi. 11 yaşında iken inzavaya çekilen Tagore, öğrenimi özel derslerle tamamlayıp 17 yaşında Londra'ya giderek edebiyat kültürünü geliştirirdi. İlk şiiri "Sabah Şarkısı"nı yazdığında şiddetli eleştirelere maruz kaldı. Çok yönlü bir insan olan Tagore (şair, romancı, düşünce adamı, ressam ve müsizyen) 1913 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk Asyalıdır.
Manzum olarak kaleme alınmış eserin genelinde sezilen hikmet, Gitanjali'yi , Tanrı'ya, doğaya ve insana duyulan aşkın doruklarına yerleştirmekte; sahip olduğu mistisizm ise okumaktan duyulan heyecanı iyiden iyiye artırmaktadır. ... 1941'de ölen Tagore arkasında pek çok eser bıraktı. Bunlarda güzellik, çocuk sevgisi ve sadelik gibi konuların yanısıra asıl olarak Tanrının varlığı meselesini işledi. Elinizdeki kitap, Hint sanat ve düşüncesinin zirvelerinden biri olan yazarın en çok tanınan eserlerindendir. (Arka Kapak)