#smrgKİTABEVİ Gülizar'ın Kara Düğünü: Bir Kürt Beyi Tarafından Kaçırılan Ermeni Kızın Gerçek Hikâyesi - 2023
Gülizar, Muş yöresinde yaşayan saygın bir Ermeni ailenin kızıydı. Ermeni ve Kürt ahaliye zulmeden Musa Bey adlı bir yerel zorba, ailesinin yaşadığı konağa baskın düzenleyip onu kaçırdığında sadece 14 yaşındaydı. Musa, zaten dört karısı olduğu gerekçesiyle şeyhler küçük kızı kendisine eş yapmasına izin vermeyince, Gülizar'ı zorla kardeşi Cevahir'le evlendirmek istedi.
Ancak Gülizar direndi. Ne bedenini kendisine göz koyanlara teslim etti, ne de Hıristiyan inancını inkar etti. Bu uğurda şiddet gördü ve bir gözünü kaybetti. Onun boyun eğmediği, alıkonulduğu Musa Bey konağında sessizce mücadele ettiği haberi, kızlarının yaşayıp yaşamadığından bile emin olmayan ailesine ulaştığında, bu defa, Osmanlı tarihinde eşi görülmemiş bir hak mücadelesi başladı. Özelikle Gülizar'ın annesi, kızını kurtarabilmek için çalmadık kapı bırakmadı. Bu direnç, yerel yöneticileri, sonunda Gülizar'ı mahkemeye çıkarmaya mecbur bıraktı.
Böylece, yıllar sürecek ve nihayetinde Sultan Abdülhamit'in emriyle İstanbul'a taşınacak, yabancı gözlemciler tarafından ilgiyle izlenerek Avrupa basınına da yansıtılacak bir hukuk mücadelesi başlamış oldu.
Gülizar'ın gerçek hikayesini, 1946'da, değerli bir müzikolog olan ve Muş halk müziği konusunda yaptığı paha biçilmez çalışmalarla tanınan kızı Armenounie Kevonian, onun ağzından dinlediği şekliyle, Paris'te Ermenice olarak yayımladı.
Kitabın daha sonra yapılan Fransızca baskılarında ise, Gülizar'ın torunları tarihçi Anahide Ter Minassian ve araştırmacı Keğam Kevonian'ın, büyükannelerinin hikayesini, dönemin siyasi ve kültürel gelişmeleri zeminine oturtan makaleleri yer aldı. Aras Yayıncılık, yapılan bu ilk Türkçe baskıda, bu makalelerin yanı sıra, Gülizar'ı ve olayın diğer kahramanlarını yansıtan çok sayıda fotoğrafa da yer veriyor.
Kadınların her gün erkek şiddetine maruz kaldığı ve kadın mücadelesinin yükseldiği bir dönemde, Gülizar'ın yaşam öyküsünün, dün olduğu gibi bugün de pek çoklarına ilham vereceği inancıyla.
Arménouhie Kévonian
1902'de, Muş'un Surp Marine mahallesinde doğdu. Kitapta hikâyesi anlatılan Gülizar ile, yazar ve siyasetçi, Muş mebusu Keğam Der Garabedyan'ın kızlarıdır. 1914 yılında, babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. Bu sayede, ailesinin büyük bir kısmını yok eden 1915'teki tehcir ve katliamlardan sağ kurtulmuş oldu. İstanbul'da, daha sonra öğretmen olarak da görev yapacağı Esayan Okulu'nda okudu. Küçük yaştan itibaren müziğe büyük ilgi duydu. Dönemin önemli müzikolog ve eğitimcilerinden Krikor Süni'nin öğrencisi oldu; Gomidas'ın beş gençten oluşan grubunda yer aldı. 1918'den sonra İstanbul'a sığınan Ermeni yetim ve dullara yardım faaliyetlerinde yer aldı. 1925'te bir göçmen grubuyla birlikte Paris'e göç etti. Paris'te yayımlanan Ermenice Haraç (İleri) gazetesinin yazı işlerinde görev aldı, bir yandan da müzik öğrenimini sürdürdü. 1946'da, şair Arşag Çobanyan'ın yönlendirmeleriyle, ömrü boyunca derlediği Muş Ermeni şarkılarından oluşan büyük bir konser verdi. Büyük bir başarı kazanan bu çalışmasından sonra Amerika Birleşik Devletleri, Suriye ve Lübnan'a davet edildi. Sonraki yıllarda da, gerek Fransa, gerek Ermenistan'da çok sayıda konser verdi, müzikoloji araştırmaları yaptı, öğrenciler yetiştirdi. Kaydettiği plaklar ve kaleme aldığı araştırmalarla Muş'un müzikal mirasını ölümsüzleştiren Kevonyan, 2002'de, Paris'te hayatını kaybetti.
Gülizar, Muş yöresinde yaşayan saygın bir Ermeni ailenin kızıydı. Ermeni ve Kürt ahaliye zulmeden Musa Bey adlı bir yerel zorba, ailesinin yaşadığı konağa baskın düzenleyip onu kaçırdığında sadece 14 yaşındaydı. Musa, zaten dört karısı olduğu gerekçesiyle şeyhler küçük kızı kendisine eş yapmasına izin vermeyince, Gülizar'ı zorla kardeşi Cevahir'le evlendirmek istedi.
Ancak Gülizar direndi. Ne bedenini kendisine göz koyanlara teslim etti, ne de Hıristiyan inancını inkar etti. Bu uğurda şiddet gördü ve bir gözünü kaybetti. Onun boyun eğmediği, alıkonulduğu Musa Bey konağında sessizce mücadele ettiği haberi, kızlarının yaşayıp yaşamadığından bile emin olmayan ailesine ulaştığında, bu defa, Osmanlı tarihinde eşi görülmemiş bir hak mücadelesi başladı. Özelikle Gülizar'ın annesi, kızını kurtarabilmek için çalmadık kapı bırakmadı. Bu direnç, yerel yöneticileri, sonunda Gülizar'ı mahkemeye çıkarmaya mecbur bıraktı.
Böylece, yıllar sürecek ve nihayetinde Sultan Abdülhamit'in emriyle İstanbul'a taşınacak, yabancı gözlemciler tarafından ilgiyle izlenerek Avrupa basınına da yansıtılacak bir hukuk mücadelesi başlamış oldu.
Gülizar'ın gerçek hikayesini, 1946'da, değerli bir müzikolog olan ve Muş halk müziği konusunda yaptığı paha biçilmez çalışmalarla tanınan kızı Armenounie Kevonian, onun ağzından dinlediği şekliyle, Paris'te Ermenice olarak yayımladı.
Kitabın daha sonra yapılan Fransızca baskılarında ise, Gülizar'ın torunları tarihçi Anahide Ter Minassian ve araştırmacı Keğam Kevonian'ın, büyükannelerinin hikayesini, dönemin siyasi ve kültürel gelişmeleri zeminine oturtan makaleleri yer aldı. Aras Yayıncılık, yapılan bu ilk Türkçe baskıda, bu makalelerin yanı sıra, Gülizar'ı ve olayın diğer kahramanlarını yansıtan çok sayıda fotoğrafa da yer veriyor.
Kadınların her gün erkek şiddetine maruz kaldığı ve kadın mücadelesinin yükseldiği bir dönemde, Gülizar'ın yaşam öyküsünün, dün olduğu gibi bugün de pek çoklarına ilham vereceği inancıyla.
Arménouhie Kévonian
1902'de, Muş'un Surp Marine mahallesinde doğdu. Kitapta hikâyesi anlatılan Gülizar ile, yazar ve siyasetçi, Muş mebusu Keğam Der Garabedyan'ın kızlarıdır. 1914 yılında, babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. Bu sayede, ailesinin büyük bir kısmını yok eden 1915'teki tehcir ve katliamlardan sağ kurtulmuş oldu. İstanbul'da, daha sonra öğretmen olarak da görev yapacağı Esayan Okulu'nda okudu. Küçük yaştan itibaren müziğe büyük ilgi duydu. Dönemin önemli müzikolog ve eğitimcilerinden Krikor Süni'nin öğrencisi oldu; Gomidas'ın beş gençten oluşan grubunda yer aldı. 1918'den sonra İstanbul'a sığınan Ermeni yetim ve dullara yardım faaliyetlerinde yer aldı. 1925'te bir göçmen grubuyla birlikte Paris'e göç etti. Paris'te yayımlanan Ermenice Haraç (İleri) gazetesinin yazı işlerinde görev aldı, bir yandan da müzik öğrenimini sürdürdü. 1946'da, şair Arşag Çobanyan'ın yönlendirmeleriyle, ömrü boyunca derlediği Muş Ermeni şarkılarından oluşan büyük bir konser verdi. Büyük bir başarı kazanan bu çalışmasından sonra Amerika Birleşik Devletleri, Suriye ve Lübnan'a davet edildi. Sonraki yıllarda da, gerek Fransa, gerek Ermenistan'da çok sayıda konser verdi, müzikoloji araştırmaları yaptı, öğrenciler yetiştirdi. Kaydettiği plaklar ve kaleme aldığı araştırmalarla Muş'un müzikal mirasını ölümsüzleştiren Kevonyan, 2002'de, Paris'te hayatını kaybetti.