#smrgSAHAF Gündelik Hayat Kılavuzu -

Stok Kodu:
1199004935
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
213 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1993
Çeviren:
Aksu Bora, Asuman Emre
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199004935
391099
Gündelik Hayat Kılavuzu -
Gündelik Hayat Kılavuzu - #smrgSAHAF
0.00
Ölene Kadar Alışveriş, Batı tüketim toplumunun "toplan borusu"dur. Kapitalizmde başka herhangi bir kolektif anlam üretme imkanından yoksun bırakılan modern insan, insanlarla değil kitlesel olarak üretilen mallarla kurduğu ilişkilerde var edebildi kendisini. Son yıllarda insan ilişkilerinin metaların dolayımında kurulmasının yarattığı tahrip süreci ülkemizde de bütün boyutlarıyla yaşanıyor. Anlamlı yaşamanın daha çok tüketmekle özdeşleştirildiğine, toplumun her kesiminde metaların cazibesinin ve onlara sahip olma fırsatlarının arttığına, kimliklerini tükettikleri mallarla / markalarla kuran bir kitlenin ortaya çıktığına tanık olduk. Hiç bu kadar çok süpermarketimiz, arabamız, "renkli türkçe" televizyonumuz, blucinimiz, reklam panomuz / filmimiz, ansiklopedimiz, fast-foodumuz, "erkek dergimiz", pembe dizimiz... olmamıştı. Yabancısı olduğumuz bu tüketim hazzını tam bir panayır büyülenmesiyle yaşadık, yaşıyoruz. Ama aynı zamanda hayalsizliklerle, ihanet korkularıyla, doyumsuzluklarla, onulmaz yalnızlıklarla, şişme kadınlar ve vibratörlerle de tanıştık. Tüketiyoruz! "Birey"iz! Peki nedir şu içimizdeki boşluk? Gündelik Hayat Kılavuzu bizi metalarla kurduğumuz bu tür ilişkiler hakkında düşünmeye çağıran bir kitap. Artık bizim günlük hayatımızın da bir parçası olan Amerikan kültürü üzerinde yoğunlaşarak, süpermarketten alışveriş etme, naylon ambalaj, Çikita muzu, aerobik, Michael Jackson, şeker ve kola tüketimi, pembe diziler, Disney kültürü, evcilik oynama gibi olgular hakkında son derece ilginç tezler içeriyor. Kapitalizmin bize yaşattığı hayatı ancak "sıradan/gündelik olan"ı ciddiye alarak, aradaki eleştirel mesafeyi korusak bile bu tür gündelik şeylerin içerdiği örtük ütopik boyutların farkına vararak anlayabileceğimizi, dönüştürebileceğimizi vurguluyor. Adorno, Benjamin, Baudrillard, Debord ve Jameson gibi yüzyılın dev kuramcılarının perspektiflerini genişleten Susan Willis, zaman zaman edebiyat yapıtlarının tanıklığına da başvurarak metaların hayatımızı ne derece belirlediğini canlı örneklerle gösteriyor. Gündelik Hayat üzerindeki denetimimizi arttırma yönünde bazı somut önerilerde de bulunan Willis, global teorilerin ancak hayatın üzerimizde bıraktığı izleri, yarattığı ümit ve düşkırıklıklarını, ayrıntıları açımlayabildiği ölçüde işe yaradığını bir kez daha gözler önüne seriyor. (Arka Kapak)
Ölene Kadar Alışveriş, Batı tüketim toplumunun "toplan borusu"dur. Kapitalizmde başka herhangi bir kolektif anlam üretme imkanından yoksun bırakılan modern insan, insanlarla değil kitlesel olarak üretilen mallarla kurduğu ilişkilerde var edebildi kendisini. Son yıllarda insan ilişkilerinin metaların dolayımında kurulmasının yarattığı tahrip süreci ülkemizde de bütün boyutlarıyla yaşanıyor. Anlamlı yaşamanın daha çok tüketmekle özdeşleştirildiğine, toplumun her kesiminde metaların cazibesinin ve onlara sahip olma fırsatlarının arttığına, kimliklerini tükettikleri mallarla / markalarla kuran bir kitlenin ortaya çıktığına tanık olduk. Hiç bu kadar çok süpermarketimiz, arabamız, "renkli türkçe" televizyonumuz, blucinimiz, reklam panomuz / filmimiz, ansiklopedimiz, fast-foodumuz, "erkek dergimiz", pembe dizimiz... olmamıştı. Yabancısı olduğumuz bu tüketim hazzını tam bir panayır büyülenmesiyle yaşadık, yaşıyoruz. Ama aynı zamanda hayalsizliklerle, ihanet korkularıyla, doyumsuzluklarla, onulmaz yalnızlıklarla, şişme kadınlar ve vibratörlerle de tanıştık. Tüketiyoruz! "Birey"iz! Peki nedir şu içimizdeki boşluk? Gündelik Hayat Kılavuzu bizi metalarla kurduğumuz bu tür ilişkiler hakkında düşünmeye çağıran bir kitap. Artık bizim günlük hayatımızın da bir parçası olan Amerikan kültürü üzerinde yoğunlaşarak, süpermarketten alışveriş etme, naylon ambalaj, Çikita muzu, aerobik, Michael Jackson, şeker ve kola tüketimi, pembe diziler, Disney kültürü, evcilik oynama gibi olgular hakkında son derece ilginç tezler içeriyor. Kapitalizmin bize yaşattığı hayatı ancak "sıradan/gündelik olan"ı ciddiye alarak, aradaki eleştirel mesafeyi korusak bile bu tür gündelik şeylerin içerdiği örtük ütopik boyutların farkına vararak anlayabileceğimizi, dönüştürebileceğimizi vurguluyor. Adorno, Benjamin, Baudrillard, Debord ve Jameson gibi yüzyılın dev kuramcılarının perspektiflerini genişleten Susan Willis, zaman zaman edebiyat yapıtlarının tanıklığına da başvurarak metaların hayatımızı ne derece belirlediğini canlı örneklerle gösteriyor. Gündelik Hayat üzerindeki denetimimizi arttırma yönünde bazı somut önerilerde de bulunan Willis, global teorilerin ancak hayatın üzerimizde bıraktığı izleri, yarattığı ümit ve düşkırıklıklarını, ayrıntıları açımlayabildiği ölçüde işe yaradığını bir kez daha gözler önüne seriyor. (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat