#smrgSAHAF Güzellik Hırsızları -

Stok Kodu:
1199050816
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
207 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Çeviren:
Mustafa Balel
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199050816
436811
Güzellik Hırsızları -
Güzellik Hırsızları - #smrgSAHAF
0.00
Neden "güzel insanlar"m davranışlarında, konuşmalarında bir farklılık vardır? Bacak bacak üstüne atarken, saçlarını savururken, vücut dillerine yön veren o çalım, o aşırı özgüven, sanki her daim izleniyorlarmış gibi "hava basma" nereden gelir? Peki, güzellik bir suç mudur? Sadece bazı insanlara bahşedilen bir lütuf mudur? Telafisi imkânsız bir haksızlık mıdır? Çirkinlere yönelik bir "mutsuzluk saldırısı" olmasın?

Bruckner'e göre bazı hikâyeler insanı eğlendirir, bazıları da hayatını ikiye böler! Güzellik Hırsızları'nda yazar, "bölücü" bir hikâye anlatıyor: İnsanlığı doğuşundan beri meşgul eden "güzel" ve "çirkin" doğmanın / yaşamanın hikâyesini. Güzellerin hayatta ilgi çekme, istediğini daha kolay elde etme gibi birçok avantajları olduğunu göz önünde bulundurarak bu kez çirkinlerden yana söz alıyor. Hayata kötü başlamış olan çirkinlerin maruz kaldığı tahribatı, eksik yaşanan öfkeli cinselliklerini dillendiriyor; okuru, onların karanlık dünyalarına doğru bir gezintiye çağırıyor. Çirkinlerin "Güzellikten nefret ediyorum, çünkü ondan yoksunum" çığlığına kulak veriyor. Güzellerin masum olmadıklarını, avantajlı başlamış oldukları hayatı, çirkinleri mutsuz kılmak, hayatlarını karartmak için kullandıklarını gösteriyor.

Oysa, "sürekli bakılma ve hayran olunma" ihtiyacı ile yaşayan güzellik, birileri onu alkışladığı sürece vardır. Hayranlık bakışları başka yere yöneldiğinde, güzelliğin parıltısı azalır, solar. Bu yüzden kendilerini delicesine beğenen tanrısal yaratıkları, güzelliklerini besleyen bütün iltifatlardan uzak tutmalı ki, çirkinlere de hayatta yer açılsın.

Bir gün güzeller güzeli bir kadın ve nişanlısı İsviçre'de geçirdikleri kayak tatillerinden dönerken şiddetli bir kar fırtınasına yakalanırlar. Sığınmak için ıssız bir dağ evinin kapısını çalarlar...

Pascal Bruckner insan doğasının en temel özelliklerine dair kimi soru ve sorunları sürükleyici bir üslupla kaleme almış. Ortaya, okuru zaman zaman ürperten, çoğu zaman da baştan çıkaran bir roman çıkmış. (Arka kapaktan)

Neden "güzel insanlar"m davranışlarında, konuşmalarında bir farklılık vardır? Bacak bacak üstüne atarken, saçlarını savururken, vücut dillerine yön veren o çalım, o aşırı özgüven, sanki her daim izleniyorlarmış gibi "hava basma" nereden gelir? Peki, güzellik bir suç mudur? Sadece bazı insanlara bahşedilen bir lütuf mudur? Telafisi imkânsız bir haksızlık mıdır? Çirkinlere yönelik bir "mutsuzluk saldırısı" olmasın?

Bruckner'e göre bazı hikâyeler insanı eğlendirir, bazıları da hayatını ikiye böler! Güzellik Hırsızları'nda yazar, "bölücü" bir hikâye anlatıyor: İnsanlığı doğuşundan beri meşgul eden "güzel" ve "çirkin" doğmanın / yaşamanın hikâyesini. Güzellerin hayatta ilgi çekme, istediğini daha kolay elde etme gibi birçok avantajları olduğunu göz önünde bulundurarak bu kez çirkinlerden yana söz alıyor. Hayata kötü başlamış olan çirkinlerin maruz kaldığı tahribatı, eksik yaşanan öfkeli cinselliklerini dillendiriyor; okuru, onların karanlık dünyalarına doğru bir gezintiye çağırıyor. Çirkinlerin "Güzellikten nefret ediyorum, çünkü ondan yoksunum" çığlığına kulak veriyor. Güzellerin masum olmadıklarını, avantajlı başlamış oldukları hayatı, çirkinleri mutsuz kılmak, hayatlarını karartmak için kullandıklarını gösteriyor.

Oysa, "sürekli bakılma ve hayran olunma" ihtiyacı ile yaşayan güzellik, birileri onu alkışladığı sürece vardır. Hayranlık bakışları başka yere yöneldiğinde, güzelliğin parıltısı azalır, solar. Bu yüzden kendilerini delicesine beğenen tanrısal yaratıkları, güzelliklerini besleyen bütün iltifatlardan uzak tutmalı ki, çirkinlere de hayatta yer açılsın.

Bir gün güzeller güzeli bir kadın ve nişanlısı İsviçre'de geçirdikleri kayak tatillerinden dönerken şiddetli bir kar fırtınasına yakalanırlar. Sığınmak için ıssız bir dağ evinin kapısını çalarlar...

Pascal Bruckner insan doğasının en temel özelliklerine dair kimi soru ve sorunları sürükleyici bir üslupla kaleme almış. Ortaya, okuru zaman zaman ürperten, çoğu zaman da baştan çıkaran bir roman çıkmış. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat