1199131223
516921
https://www.simurgkitabevi.com/hadis-edebiyati-cesitleri-ozelikleri-faydalanma-usulleri-1
Hadis Edebiyatı: Çeşitleri, Özelikleri, Faydalanma Usulleri - #smrgSAHAF
0.00
Her geçen gün seviye ve kalite iktisab ettiğine inandığım Hadis İlmi alanındaki araştırmalara memleketimiz çerçevesinde sür at ve sıhhat kazandırmak maksadıyla hadis kaynaklarının tanıtımını üstlenmiş olan ve şimdiye dek dört baskı yapmış bulunan HADİS EDEBİYATI, yayımlandığı günden beri giderek yükselen bir kullanım alanı bulmuştur. İlâhiyat Fakültelerinin lisans programlarında muhtelif derslerde başvuru kaynağı olmuştur. Lisansüstü programlarında da bir şekilde değerlendirilmektedir. Literatür ve neşriyat ile ilgili çalışmaların çabuk eskimek gibi bir kaderi olduğu bilinmektedir. Basım-yayım teknolojisindeki gelişmeler ve kaynakların neşrine getirdiği yeni imkân ve kolaylıklar bu eskime sürecini daha da hızlandırmıştır. Bugüne kadar alman olumlu tepkiler ve kullanımının yaygınlaşması Hadis Edebiyatı nın güncelleştirilerek beşinci kez basımında etkili olmuştur. Bu baskıda eserin içeriğinde ve tertibinde de bazı değişiklikler yapılmıştır. Öte yandan son yıllarda özellik ve öncelikle hadis kaynaklarına yönelik güven kırıcı hoyratça bir tenkit akımına şahit olunmaktadır. Seçmeci ve eleştirel yaklaşım adı altında bir çeşit sansürcü yaklaşım öne çıkarılmak istenmektedir. Bu tür aşırılıklar hadis kaynaklarının iyi tanınması halinde büyük bir ihtimalle daha mu tedil bir şekle dönüşecektir. Çünkü hadis edebiyatı genelde yüz yüze eğitimle (sema ) hocadan alınan yetki (icazet) sonucu rivayet edilen nüshalardan oluşmaktadır. Bunlar, müellif-musannif nüshalarının aynısı olmak, bunu da sema , mukabele, ve ferağ kayıtlarıyla ortaya koymak ve tetkike açık tutmak gibi son derece bilimsel ve güven verici özellikler taşıma imtiyazına sahiptir. Ancak her nüsha ravisi kendi okuduğu ya da hocaya arz ettiği nüshayı rivayet hakkına sahiptir. Bu ise, hocadan değişik zamanlarda rivayet icazeti alman nüshalar arasında pek tabiî olarak kimi farklılıkların bulunmasına vesile olmaktadır. Çünkü eser sahibi hoca, kendisine ait olan asl ı sürekli okutmakta ve her defasında bazı ilave ve çıkarmalar yapmaktadır. Bu durum -bugün aynı eserin değişik baskıları arasında bazı farklılıkların görülmesi gibi- son derece tabiîdir. Müellif/musanniflerin hatt-ı desti ile yazılmış orijinal nüshaların, zamanın tahribinden kurtulup günümüze ulaşamamış olması, -bizim için bir şanssızlık olmakla beraber- mevcut kaynaklara güven duyulmamasını gerektirecek bir eksiklik de değildir. Zira bir hocadan rivayet izni alınmış nüsha varken, hocanın kendi nüshasını aramaya asla ihtiyaç yoktur. Geçmişte de yani hoca hayatta iken -asıl nüshaya ulaşma imkânı varken bile- böyle bir yola gidilmemiş, müellif nüshaları aranmamış, semâ yoluyla alınıp rivayet edilen nüshalar yeterli görülmüştür. Bu sebeple hadis kaynaklarına güven konusunda bilimsel olmayan polemik türü iddialar ileri sürmenin bir anlamı yoktur. Eldeki imkânları kullanarak onları doğru tanıyıp sıhhatli bir şekilde kullanmanın yollan aranmalı ve bilimsel bir yaklaşımla bu birikime sahip olmaya çalışılmalıdır. Bilimsel yaklaşımda hem anlayıcı ve savunucu hem eleştirel ve sorgulayıcı olmak vardır. Fakat peşin peşin bu yaklaşımlardan birini benimsenip ön yargılı davranmak yoktur. Müslümanca yaklaşım da bunu gerektirmektedir. Zira "suç sabit olmadıkça berâet-i zimmet asıldır." Kültür kaynaklarımıza karşı insaf borcunun ancak bilimsel yaklaşımla ödenebileceğine inanmakta, popülariteye kapılmadan ilme sahip çıkmanın ancak böylece mümkün olacağını düşünmekteyiz. Türkçemizde hadis edebiyatını tüm boyutlarıyla tanıtıcı herhangi bir çalışmanın mevcut olmadığını dikkate alarak biz bu çalışmamızda, ülkemizdeki eğitim-öğretim kurumlarının pratik ihtiyacım karşılamayı ana gaye ve temel çerçeve olarak benimsemiş bulunmaktayız. Bu sebeple de hadis edebiyatı ürünlerinin hepsini değil, bazı türlerini önemli ve muteber örnekleri ve faydalanma usulleriyle birlikte tanıtmaya çalıştık. Hadis literatürü, hadis kitapları ve hadis kaynakları anlamında kullandığımız HADİS EDEBİYATI nda, bu edebiyatın kaynakları ve oluşum safhalarına ayırdığımız Giriş ten sonra, birinci bölümde Tasnif Devri Hadis Edebiyatını özellikleriyle birlikte tanıtmaya çalıştık. İkinci bölümde Tasnif Dönemi Hadis Edebiyatını esas alan, onlar üzerinde vücut h ilan eserleri meşhur, muteber ve mutedâvel örnekleriyle ele aldık. Hadis. usûlü Edebiyatını ise, üçüncü bölümde incelemeye çalıştık. Dördüncü bölümde de, hadis, ıstılah ve rical bulmakta hadis edebiyatından faydalanma usulleri ve eserlerini inceledik ve örneklendirdik. Böylece, genelde din bilimleri özelde hadis ilmi alanında araştırma yapacak olanlara hadis kaynakları ve faydalanma yolları konusunda derli - toplu bir ön bilgi vermeye gayret ettik. "Kolayca istifade edilir" olmayı, tanıtımda esas aldık. Bu sebeple çalışmamızı yayımlanmış eserler üzerinde yoğunlaştırdık. Ulaşılması imkânsız ya da güc olan eserleri tanıtmayı, temel prensip olarak benimsediğimiz pratiklik açısından uygun bulmadık. Fakat yeri geldikçe onlara işaret etmekten de geri durmadık. Eserin şekillenmesine katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunarken, hadis edebiyatını kültür dünyamıza hediye eden, bu çalışmada ismini andığımız anmadığımız geçmiş âlimlerimize rahmet diler, kitabın, ülkemizdeki bu alana yönelik pratik ihtiyaçları karşılamak maksadıyla kaleme alınmış olma özelliği içinde değerlendirileceğini umarız.
Her geçen gün seviye ve kalite iktisab ettiğine inandığım Hadis İlmi alanındaki araştırmalara memleketimiz çerçevesinde sür at ve sıhhat kazandırmak maksadıyla hadis kaynaklarının tanıtımını üstlenmiş olan ve şimdiye dek dört baskı yapmış bulunan HADİS EDEBİYATI, yayımlandığı günden beri giderek yükselen bir kullanım alanı bulmuştur. İlâhiyat Fakültelerinin lisans programlarında muhtelif derslerde başvuru kaynağı olmuştur. Lisansüstü programlarında da bir şekilde değerlendirilmektedir. Literatür ve neşriyat ile ilgili çalışmaların çabuk eskimek gibi bir kaderi olduğu bilinmektedir. Basım-yayım teknolojisindeki gelişmeler ve kaynakların neşrine getirdiği yeni imkân ve kolaylıklar bu eskime sürecini daha da hızlandırmıştır. Bugüne kadar alman olumlu tepkiler ve kullanımının yaygınlaşması Hadis Edebiyatı nın güncelleştirilerek beşinci kez basımında etkili olmuştur. Bu baskıda eserin içeriğinde ve tertibinde de bazı değişiklikler yapılmıştır. Öte yandan son yıllarda özellik ve öncelikle hadis kaynaklarına yönelik güven kırıcı hoyratça bir tenkit akımına şahit olunmaktadır. Seçmeci ve eleştirel yaklaşım adı altında bir çeşit sansürcü yaklaşım öne çıkarılmak istenmektedir. Bu tür aşırılıklar hadis kaynaklarının iyi tanınması halinde büyük bir ihtimalle daha mu tedil bir şekle dönüşecektir. Çünkü hadis edebiyatı genelde yüz yüze eğitimle (sema ) hocadan alınan yetki (icazet) sonucu rivayet edilen nüshalardan oluşmaktadır. Bunlar, müellif-musannif nüshalarının aynısı olmak, bunu da sema , mukabele, ve ferağ kayıtlarıyla ortaya koymak ve tetkike açık tutmak gibi son derece bilimsel ve güven verici özellikler taşıma imtiyazına sahiptir. Ancak her nüsha ravisi kendi okuduğu ya da hocaya arz ettiği nüshayı rivayet hakkına sahiptir. Bu ise, hocadan değişik zamanlarda rivayet icazeti alman nüshalar arasında pek tabiî olarak kimi farklılıkların bulunmasına vesile olmaktadır. Çünkü eser sahibi hoca, kendisine ait olan asl ı sürekli okutmakta ve her defasında bazı ilave ve çıkarmalar yapmaktadır. Bu durum -bugün aynı eserin değişik baskıları arasında bazı farklılıkların görülmesi gibi- son derece tabiîdir. Müellif/musanniflerin hatt-ı desti ile yazılmış orijinal nüshaların, zamanın tahribinden kurtulup günümüze ulaşamamış olması, -bizim için bir şanssızlık olmakla beraber- mevcut kaynaklara güven duyulmamasını gerektirecek bir eksiklik de değildir. Zira bir hocadan rivayet izni alınmış nüsha varken, hocanın kendi nüshasını aramaya asla ihtiyaç yoktur. Geçmişte de yani hoca hayatta iken -asıl nüshaya ulaşma imkânı varken bile- böyle bir yola gidilmemiş, müellif nüshaları aranmamış, semâ yoluyla alınıp rivayet edilen nüshalar yeterli görülmüştür. Bu sebeple hadis kaynaklarına güven konusunda bilimsel olmayan polemik türü iddialar ileri sürmenin bir anlamı yoktur. Eldeki imkânları kullanarak onları doğru tanıyıp sıhhatli bir şekilde kullanmanın yollan aranmalı ve bilimsel bir yaklaşımla bu birikime sahip olmaya çalışılmalıdır. Bilimsel yaklaşımda hem anlayıcı ve savunucu hem eleştirel ve sorgulayıcı olmak vardır. Fakat peşin peşin bu yaklaşımlardan birini benimsenip ön yargılı davranmak yoktur. Müslümanca yaklaşım da bunu gerektirmektedir. Zira "suç sabit olmadıkça berâet-i zimmet asıldır." Kültür kaynaklarımıza karşı insaf borcunun ancak bilimsel yaklaşımla ödenebileceğine inanmakta, popülariteye kapılmadan ilme sahip çıkmanın ancak böylece mümkün olacağını düşünmekteyiz. Türkçemizde hadis edebiyatını tüm boyutlarıyla tanıtıcı herhangi bir çalışmanın mevcut olmadığını dikkate alarak biz bu çalışmamızda, ülkemizdeki eğitim-öğretim kurumlarının pratik ihtiyacım karşılamayı ana gaye ve temel çerçeve olarak benimsemiş bulunmaktayız. Bu sebeple de hadis edebiyatı ürünlerinin hepsini değil, bazı türlerini önemli ve muteber örnekleri ve faydalanma usulleriyle birlikte tanıtmaya çalıştık. Hadis literatürü, hadis kitapları ve hadis kaynakları anlamında kullandığımız HADİS EDEBİYATI nda, bu edebiyatın kaynakları ve oluşum safhalarına ayırdığımız Giriş ten sonra, birinci bölümde Tasnif Devri Hadis Edebiyatını özellikleriyle birlikte tanıtmaya çalıştık. İkinci bölümde Tasnif Dönemi Hadis Edebiyatını esas alan, onlar üzerinde vücut h ilan eserleri meşhur, muteber ve mutedâvel örnekleriyle ele aldık. Hadis. usûlü Edebiyatını ise, üçüncü bölümde incelemeye çalıştık. Dördüncü bölümde de, hadis, ıstılah ve rical bulmakta hadis edebiyatından faydalanma usulleri ve eserlerini inceledik ve örneklendirdik. Böylece, genelde din bilimleri özelde hadis ilmi alanında araştırma yapacak olanlara hadis kaynakları ve faydalanma yolları konusunda derli - toplu bir ön bilgi vermeye gayret ettik. "Kolayca istifade edilir" olmayı, tanıtımda esas aldık. Bu sebeple çalışmamızı yayımlanmış eserler üzerinde yoğunlaştırdık. Ulaşılması imkânsız ya da güc olan eserleri tanıtmayı, temel prensip olarak benimsediğimiz pratiklik açısından uygun bulmadık. Fakat yeri geldikçe onlara işaret etmekten de geri durmadık. Eserin şekillenmesine katkıda bulunan herkese teşekkürlerimi sunarken, hadis edebiyatını kültür dünyamıza hediye eden, bu çalışmada ismini andığımız anmadığımız geçmiş âlimlerimize rahmet diler, kitabın, ülkemizdeki bu alana yönelik pratik ihtiyaçları karşılamak maksadıyla kaleme alınmış olma özelliği içinde değerlendirileceğini umarız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.