#smrgKİTABEVİ Hat Sanatı : Minyatür Hat Nakış ve Tezyinat Sanatçıları - 2024
“Bizler, Şark âleminin hüsn-i hat çalışmalarına onlar kadar tutku duyamayız. Metinleri anlasak dahi, kâğıda aktarılan zarâfete neredeyse kayıtsız kalırız. Bunun nedeni, kalem darbelerinin düzenliliğine, çizginin saflığına, nefis bir Arapça kitâbenin ya da bir yazma eserin hoş bir sayfasının tertibine karşı duyarsız olmamız değildir. Bu unsurların ayrıntılarına nüfuz edemediğimiz için, onu oluşturan muhtelif kalem darbelerini tahlil ederken, Arapların, İranlıların ve Türklerin duyduğu hazzı onlarda bulamıyoruz.
Bu kitabın ilk sayfalarında, en çok kullanılan çeşitli türlerdeki hüsn-i hat kaidelerinin o kalemleri tutanlarca yapılan kısa ve oldukça öz bir tanıtımına yer verilmiştir. Ancak bu, okurların sadece iştahını kabartacaktır. Başlangıç kısmında, bu çalışmanın en önemli kısmı olan tarihsel bölümde ele alınan konuları incelemeye henüz geçmeden okurun zihninin motive edilmesi amaçlanmaktadır. Doğrusunu söylemek gerekirse, hattat ekolleri tarihte ilk defa bu eserde tasnif edilecektir. Hattatların uzunca bir tasnifinden sonra, el yazmalarının ön yüzlerini ve sayfalarını yaldızla ve renklerle tezyin ve tezhip eden müzehhiplerin ekollerinden ve son olarak, İran'da ve Hindistan'da bize kâğıt üzerine resmin şâheserlerini, günlük hayatın veya destansı hayal gücünün sahnelerini sunan usta minyatürcülerin eserlerinden de bahsedilecektir. Avrupa'daki koleksiyonlarda bunların güzel örnekleri bulunmamaktadır. Şarkta minyatür sadece hüsn-i hat sanatına tabi kılınmıştır. Asıl takdir edilen hüsn-i hat olmuştur ve bazı zamanlarda, Avrupa'da resim sanatının şaheserleri için ödenen yüksek rakamlarla kıyaslanabilecek çılgınlıklar yapılmıştır. Biyografi yazarlarının tarihçeleri için malzeme toplaması bu coşkudan kaynaklanmaktadır. Bu malzemenin sistematik bir şekilde sınıflandırılmasıyla, Batı ve Güney Asya'daki resim tarihinin inşasına katkı sağlayacak bir temel oluşturulması umulmaktadır.” (Clément Imbault Huart)
“Bizler, Şark âleminin hüsn-i hat çalışmalarına onlar kadar tutku duyamayız. Metinleri anlasak dahi, kâğıda aktarılan zarâfete neredeyse kayıtsız kalırız. Bunun nedeni, kalem darbelerinin düzenliliğine, çizginin saflığına, nefis bir Arapça kitâbenin ya da bir yazma eserin hoş bir sayfasının tertibine karşı duyarsız olmamız değildir. Bu unsurların ayrıntılarına nüfuz edemediğimiz için, onu oluşturan muhtelif kalem darbelerini tahlil ederken, Arapların, İranlıların ve Türklerin duyduğu hazzı onlarda bulamıyoruz.
Bu kitabın ilk sayfalarında, en çok kullanılan çeşitli türlerdeki hüsn-i hat kaidelerinin o kalemleri tutanlarca yapılan kısa ve oldukça öz bir tanıtımına yer verilmiştir. Ancak bu, okurların sadece iştahını kabartacaktır. Başlangıç kısmında, bu çalışmanın en önemli kısmı olan tarihsel bölümde ele alınan konuları incelemeye henüz geçmeden okurun zihninin motive edilmesi amaçlanmaktadır. Doğrusunu söylemek gerekirse, hattat ekolleri tarihte ilk defa bu eserde tasnif edilecektir. Hattatların uzunca bir tasnifinden sonra, el yazmalarının ön yüzlerini ve sayfalarını yaldızla ve renklerle tezyin ve tezhip eden müzehhiplerin ekollerinden ve son olarak, İran'da ve Hindistan'da bize kâğıt üzerine resmin şâheserlerini, günlük hayatın veya destansı hayal gücünün sahnelerini sunan usta minyatürcülerin eserlerinden de bahsedilecektir. Avrupa'daki koleksiyonlarda bunların güzel örnekleri bulunmamaktadır. Şarkta minyatür sadece hüsn-i hat sanatına tabi kılınmıştır. Asıl takdir edilen hüsn-i hat olmuştur ve bazı zamanlarda, Avrupa'da resim sanatının şaheserleri için ödenen yüksek rakamlarla kıyaslanabilecek çılgınlıklar yapılmıştır. Biyografi yazarlarının tarihçeleri için malzeme toplaması bu coşkudan kaynaklanmaktadır. Bu malzemenin sistematik bir şekilde sınıflandırılmasıyla, Batı ve Güney Asya'daki resim tarihinin inşasına katkı sağlayacak bir temel oluşturulması umulmaktadır.” (Clément Imbault Huart)