Evvelden tüccar malları katırlarla ve hayvanlarla bir yerden bir yere naklolunurdu. Kervanlar vasıtasile konaktan konağa götürülürdü. İbrahimin babası ve kendisi de mekkâricilik ederlerdi. Bu sebeple İbrahimin lâkabı Hergeleci diye yâdolunmıya, başlamıştır. Hergeleci lâkabının, pehlivanlığile alâkası yoktur. Birçok pehlivanlarımızın lâkapları pehlivanlıklarından mütevellittir.
Hergeleci, hafif okkada bir pehlivandı. Ancak ve azamî tam okka yetmiş okka idi. Halbuki, devrinin başpehlivanları yüz on beş kiloluk, yüz -otuz kiloluk adamlardı, yani hemen hepsi yüzer okkadan aşağı pehlivanlar değildi.
Hergeleci, Sultan Mecit devri pehlivanlarından meşhur Arnavut oğlu gibi usta ve zeki bir pehlivan idi. Ve onun gibi de okkası hafifti. Arnavut oğlu, daha hafif bir pehlivandı. Ancak altmış altı okka geliyordu.
Hergeleci, Sultan Aziz devri başpehlivanlarından meşhur Yörük Aliye benzer. Boyu, çehresi, ve hatları tam Yörük Alinin aynıdır. Yalnız, Yörük Ali, seksen okkadır. Yani Hergeleciden beş okka fazla bir pehlivan...
Yörük Ali, Hergeleciye benzemekle beraber, biraz daha kemikli, biraz daha adaleli idi. Yüzü de müdevverdi.
Hergeleci, ecdaden pehlivandır. Ve güreş tarihimizde büyük nam bırakmış bir babayiğittir. Hergeleci, küçük yapıda bir adam olmakla beraber, Koca Yusuflarla, Adalı Halil pehlivanlarla, Koca Rüstemlerle karşı karşıya çarpışarak meydan almıştır.
Hergelecinin güreş hayatı ve tarihi zengindir. Yaptığı güreşler üstadanedir. Hergelecinin çırağı, meşhur cihan pehlivanı Kara Ahmettir. Görülüyor ki, Hergeleci, çırağile iftihar duymuş bir pehlivandır. Çırağı, bütün cihanı Paris güreşlerinde yenerek nam almış bir Türk babayiğitidir.
Hergeleci İbrahim, anasıl Deliormanlıdır. Ve Ezerçe'lidir. Ustası da Ezerce köyüne yakın Torlaklı köyünden Deli Hafızdır. Deli Hafız, zamanının başpehlivanlarından idi. Ve güreş üstadlarından bulunuyordu. (Kitaptan)
Evvelden tüccar malları katırlarla ve hayvanlarla bir yerden bir yere naklolunurdu. Kervanlar vasıtasile konaktan konağa götürülürdü. İbrahimin babası ve kendisi de mekkâricilik ederlerdi. Bu sebeple İbrahimin lâkabı Hergeleci diye yâdolunmıya, başlamıştır. Hergeleci lâkabının, pehlivanlığile alâkası yoktur. Birçok pehlivanlarımızın lâkapları pehlivanlıklarından mütevellittir.
Hergeleci, hafif okkada bir pehlivandı. Ancak ve azamî tam okka yetmiş okka idi. Halbuki, devrinin başpehlivanları yüz on beş kiloluk, yüz -otuz kiloluk adamlardı, yani hemen hepsi yüzer okkadan aşağı pehlivanlar değildi.
Hergeleci, Sultan Mecit devri pehlivanlarından meşhur Arnavut oğlu gibi usta ve zeki bir pehlivan idi. Ve onun gibi de okkası hafifti. Arnavut oğlu, daha hafif bir pehlivandı. Ancak altmış altı okka geliyordu.
Hergeleci, Sultan Aziz devri başpehlivanlarından meşhur Yörük Aliye benzer. Boyu, çehresi, ve hatları tam Yörük Alinin aynıdır. Yalnız, Yörük Ali, seksen okkadır. Yani Hergeleciden beş okka fazla bir pehlivan...
Yörük Ali, Hergeleciye benzemekle beraber, biraz daha kemikli, biraz daha adaleli idi. Yüzü de müdevverdi.
Hergeleci, ecdaden pehlivandır. Ve güreş tarihimizde büyük nam bırakmış bir babayiğittir. Hergeleci, küçük yapıda bir adam olmakla beraber, Koca Yusuflarla, Adalı Halil pehlivanlarla, Koca Rüstemlerle karşı karşıya çarpışarak meydan almıştır.
Hergelecinin güreş hayatı ve tarihi zengindir. Yaptığı güreşler üstadanedir. Hergelecinin çırağı, meşhur cihan pehlivanı Kara Ahmettir. Görülüyor ki, Hergeleci, çırağile iftihar duymuş bir pehlivandır. Çırağı, bütün cihanı Paris güreşlerinde yenerek nam almış bir Türk babayiğitidir.
Hergeleci İbrahim, anasıl Deliormanlıdır. Ve Ezerçe'lidir. Ustası da Ezerce köyüne yakın Torlaklı köyünden Deli Hafızdır. Deli Hafız, zamanının başpehlivanlarından idi. Ve güreş üstadlarından bulunuyordu. (Kitaptan)