Hardy'nin meyhanesine kapağı atmış, bir haylidir orada kendi başına kafayı çeken orta yaşlı bir fahişeden almıştım haberi.
Yürüyüp sellemehüsselâm meyhaneye girerken sürtük bana baktı, çarpık bir tebessümle gülümsedi sonra. Sırtımdaki yağmurluğa baktı, sonra halime acımış gibi göz kırptı. Nihayet gözlerini dışarıdaki geceye çevirdi. Sırtımdaki trençkotu çıkardığımda sürtük bardağını kaldırdı, içindeki içkiyi bir iki salladı, bir nefeste yuvarladı, sonra eliyle yanındaki iskemleyi işaret etti bana. (Kitaptan)
Hardy'nin meyhanesine kapağı atmış, bir haylidir orada kendi başına kafayı çeken orta yaşlı bir fahişeden almıştım haberi.
Yürüyüp sellemehüsselâm meyhaneye girerken sürtük bana baktı, çarpık bir tebessümle gülümsedi sonra. Sırtımdaki yağmurluğa baktı, sonra halime acımış gibi göz kırptı. Nihayet gözlerini dışarıdaki geceye çevirdi. Sırtımdaki trençkotu çıkardığımda sürtük bardağını kaldırdı, içindeki içkiyi bir iki salladı, bir nefeste yuvarladı, sonra eliyle yanındaki iskemleyi işaret etti bana. (Kitaptan)