1199035619
421706
https://www.simurgkitabevi.com/hitlerin-manevi-atasi-martin-luther-2002
Hitlerin Manevi Atası Martin Luther - 2002 #smrgSAHAF
0.00
16. yüzyıl, batı tarihi açısından bir dinsel reform çağını ifad eetmektedir. dinsel reform hareketinin lideri ise, uzun yıllar Katolik Kilisesi üyesi olan ve dah asonr abu Kilise'nin öğreti ve uygulamalarına baş kaldıran Martin Luther'dir. Luther'in dile getirdiği teolojik söylemler, günümüz batı medeniyetinin oluşumunda gözardı edilemeyen temel taşlarını ifade etmektedir. Dolayısıyla batı toplumunu ifade eden sekülerizm, liberalizm ve kapitalizm gibi modern kavranmlar biraz irdelendiğinde, Luther öncülüğündeki dinsel reform hareketinin düşünsel geleneğinin etkisi görülcektir. Luther her devrimci gibi döneminin bütün sosyal, siyasal ve ekonomik ve elbette dinsel görünümünü sorgulamış ve yerleşik yorumlardan farklı yaklaşımlar dile getirmiştir. Bu doğrultuda Luther, hiyerarşisi içinde yetiştiği Kilise, onun başındaki papa ve ruhban sınıfı bağlamında Katolikleri; yükümlü oldukları dinsel hukuklar ıkendi teolojik söylemine aykırı göründüğünden Yahudileri yargılamıştır. Dolayısıyla Luther7in herhangi bir söylemine tutunan her ideolog, ihtiyaç duyduğu doktirinel zemini onda bulma imkanınasahip olmuştur. Dolayısıyla Luther7in Yahudi karşıtı söyleminin siyasal ya da kültürel değil bütünüyl eteolojik olduğu söylenebilir. Siyasal idareyi kutsaması ise yine onun Pavlusçu anlayışının bir sonucudur ve Kutsal Kitap merkezlidir. Luther'in temellerini attığı Protestanlık, bu temel öğretisiyle Alman halkının büyük çoğunluğunun dinsel tercihini oluşturmaktadır. Öte yandan, Hitler ırkçı ve mutlakiyetçi bir diktatördür. Diktatoryası açısından Luther7in öğretileri onun kültürel yapısınd avar olan ve kendi misyonunu destekler bütün dinsel yaklaşımları kendi helinde kullanmay ıbilmiştir. Bunu yaparken dinsel bir ideal peşinde olduğu da söylenemez. Nitekim bir Pavlusçu olan Luther'in teolojik yaklaşımlarını kendine malzem eyaparken, Pavlus7u, İsa'nın Yahudi karşıtı misyonunu değiştirmekle suçlayabilmiştir. Hitler'in Yahudi soykırımını, onun bir teist olduğu kanaatiyle kuru bir teizme dayandırmak, yine onun çağdaşı olan Stalin'in işlediği soykırımların açıklamasını zorlaştıracaktır. Nitekim Stalin'in ateist komünizm öğretilerinin tesisi doğrultusunda onlarca milletten milyonlarca insanı yurtlarından sürdüğü ve katlettiği tarihin unutulmaz gerçekleri arasındadır. (Arka Kapak'tan)
16. yüzyıl, batı tarihi açısından bir dinsel reform çağını ifad eetmektedir. dinsel reform hareketinin lideri ise, uzun yıllar Katolik Kilisesi üyesi olan ve dah asonr abu Kilise'nin öğreti ve uygulamalarına baş kaldıran Martin Luther'dir. Luther'in dile getirdiği teolojik söylemler, günümüz batı medeniyetinin oluşumunda gözardı edilemeyen temel taşlarını ifade etmektedir. Dolayısıyla batı toplumunu ifade eden sekülerizm, liberalizm ve kapitalizm gibi modern kavranmlar biraz irdelendiğinde, Luther öncülüğündeki dinsel reform hareketinin düşünsel geleneğinin etkisi görülcektir. Luther her devrimci gibi döneminin bütün sosyal, siyasal ve ekonomik ve elbette dinsel görünümünü sorgulamış ve yerleşik yorumlardan farklı yaklaşımlar dile getirmiştir. Bu doğrultuda Luther, hiyerarşisi içinde yetiştiği Kilise, onun başındaki papa ve ruhban sınıfı bağlamında Katolikleri; yükümlü oldukları dinsel hukuklar ıkendi teolojik söylemine aykırı göründüğünden Yahudileri yargılamıştır. Dolayısıyla Luther7in herhangi bir söylemine tutunan her ideolog, ihtiyaç duyduğu doktirinel zemini onda bulma imkanınasahip olmuştur. Dolayısıyla Luther7in Yahudi karşıtı söyleminin siyasal ya da kültürel değil bütünüyl eteolojik olduğu söylenebilir. Siyasal idareyi kutsaması ise yine onun Pavlusçu anlayışının bir sonucudur ve Kutsal Kitap merkezlidir. Luther'in temellerini attığı Protestanlık, bu temel öğretisiyle Alman halkının büyük çoğunluğunun dinsel tercihini oluşturmaktadır. Öte yandan, Hitler ırkçı ve mutlakiyetçi bir diktatördür. Diktatoryası açısından Luther7in öğretileri onun kültürel yapısınd avar olan ve kendi misyonunu destekler bütün dinsel yaklaşımları kendi helinde kullanmay ıbilmiştir. Bunu yaparken dinsel bir ideal peşinde olduğu da söylenemez. Nitekim bir Pavlusçu olan Luther'in teolojik yaklaşımlarını kendine malzem eyaparken, Pavlus7u, İsa'nın Yahudi karşıtı misyonunu değiştirmekle suçlayabilmiştir. Hitler'in Yahudi soykırımını, onun bir teist olduğu kanaatiyle kuru bir teizme dayandırmak, yine onun çağdaşı olan Stalin'in işlediği soykırımların açıklamasını zorlaştıracaktır. Nitekim Stalin'in ateist komünizm öğretilerinin tesisi doğrultusunda onlarca milletten milyonlarca insanı yurtlarından sürdüğü ve katlettiği tarihin unutulmaz gerçekleri arasındadır. (Arka Kapak'tan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.