#smrgSAHAF İhanet Yılları: Amerikaya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi'nin Tutanakları - 1975

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Yüksel Matbaası
Dizi Adı:
Kültür
Stok Kodu:
1199072070
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
223 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1975
Çeviren:
Ülkü Tamer
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199072070
457971
İhanet Yılları: Amerikaya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi'nin Tutanakları -        1975
İhanet Yılları: Amerikaya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi'nin Tutanakları - 1975 #smrgSAHAF
0.00
Amerika'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra büyük bir “Solcu avı”düzenlendi. Çıkarlarını korumaya çalışan egemen çevreler, sendikalardaki, sinema-tiyatro endüstrisindeki solcuları ezebilmek için geniş çapta bir soruşturma açtılar.

Dünyanın en büyük gösterisi olarak nitelendirilen bu soruşturmayı, Temsilciler Meclisi'ne bağlı Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi yürüttü. Gary Cooper, Bertolt Brecht, Elia Kazan, Paul Robeson, Pete Seeger, Edward G. Robinson, Robert Taylor, Edward Dmytryk, Hans Eisler, Arthur Miller gibi ünlü sanatçılar sorguya çekildi.

Bu belgesel kitapta o soruşturmanın tutanaklarını okuyacak, kimlerin egemen çevrelerden, kimlerin Anayasa'dan yana olduklarını göreceksiniz.

Kimbilir, bu utanç belgesiyle günümüz Türkiye'si arasında bazı benzerlikler de bulacaksınız belki.

Amerika'da “Komünizm korkusu”, 1917 Sovyet Devrimi'nden sonra başladı. “Dünyayı sarsan on gün”, kapitalizmin yıkılabileceğini göstermişti. Bu düzenin savunucuları, duydukları korkuyu kısa zamanda bir “ulusal korku”ya dönüştürmeyi amaçladılar. Başsavcı A. Mitchell Palmer'in önderliğinde “solcu avı”na giriştiler. Hükümet de, “ülkeyi Ruslara satmak isteyenlerin kimler olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla” 1919'da geniş çapta bir soruşturma açtırdı.

Bu alanda çalışmalar yapmak üzere, Temsilciler Meclisi'ne bağlı ilk komite, 1930'da kuruldu. Hamilton Fish Komitesi'ydi bu. Başkanı Hamilton Fish , “Komitenin sadece Komünistlerin peşinde olduğunu” belirtti. Meclis üyelerinden Samuel Dickstein, ülke için Nazizmin de büyük bir tehlike olduğunu ileri sürdü, bu konuda da araştırma yapılmasını istedi. Dickstein'e aldıran çıkmadı. 1938'de Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi kurulduğunda, Dickstein komiteye alınmayacak, ilk başkan Martin Dies, sadece Komünizm tehlikesini araştıracaklarını, başka eylem ve eğilimlerle ilgilenmeyeceklerini söyleyecekti.

1929-1931 yıllarında bu korku daha da arttı. Kapitalizmin temelleri sarsılmaya başlamıştı. Ekonomi çökmek üzereydi. Kapitalist düzenin temsilcileri, bir baskı ve propaganda kampanyasına giriştiler. Ortaya “Hayat, Sovyet Rusya'yla bir savaştır” gibi sloganlar atıldı; Sovyetler Birliği'nin Amerika'yı ele geçirmek isteyen, bu amaçla geniş bir “casusluk şebekesi” kuran bir devlet olduğu kanısı yerleştirilmeye çalışıldı. Her Komünist, Sovyet Rusya'nın ajanıydı. “Dünyanın en büyük gösterisi” olarak nitelendirilebilecek bir “Komünist avı” düzenlendi.

Bu arada İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. Amerika “büyük düşmanı” Sovyet Rusya'yla birlik oldu! Ama bu düşmanlık, savaş sırasında da sürdü. MacArthur, 1945'de, “Rusların Nazilerden de büyük bir tehlike” olduğunu ileri sürmekten kaçınmadı. Bazı yorumcular, Amerika'nın Japonya'ya atom bombası atmasına bu görüşün yol açtığını söylediler. Avrupa'da savaş sona ermişti; Sovyetler Amerika'ya Doğu'da yardım edebilirler, zaferi paylaşabilirlerdi. Atom bombası buna engel olmak için atılmış, iki yüz bin kişi öldürülerek “Kızıl Ordu'nun pençesinden kurtarılmıştı”!

Savaştan sonra, Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi, sendikalardaki, üniversitelerdeki, sinema-tiyatro endüstrisindeki Komünistleri ortaya çıkarmak için geniş çapta bir soruşturma açtı. Bu soruşturmalarda “suçlu bulunanlar” kara listeye alındılar, işsiz kaldılar, yoksulluk çekmeye mahkûm edildiler. Anayasanın kendilerine sağladığı hakka dayanarak tanıklık etmemekte direnenler, “Komiteyi aşağılamak” suçuyla hapse atıldılar. Whittaker Chambers ile Richard M. Nixon'un casuslukla suçladıkları Alger Hiss, idam cezasına çarptırıldı.

Bu arada yeni bir “önder” belirdi: Senatör McCarthy. McCarthy, Komünistlerin devlet dairelerine bile sızdığını ileri sürerek yeni bir kampanya açtı, “cadı avı”nı hızlandırdı; Kore Savaşı'nın başlamasından Komünistleri sorumlu tuttu. I. F. Stone gibi birkaç gazeteci, Kore Savaşı'na Komünistlerin değil, Güneydoğu Asya'yı denetim altında tutmak isteyen Amerkikan emperyalizminin yol açtığını söylediler, ama Rosenberg'lerin cadı kazanında öldürülmelerine engel olamadılar.

Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi'nin on binlerce sayfayı bulan tutanaklarından derlenmiş bu kitap, yukarıdaki kısa girişi bile gereksiz kılacak niteliktedir; Amerika'da “ihanet yılları” olarak adlandırılan bir dönemi, bütün genişliğiyle, bütün derinliğiyle yansıtmaktadır. Yaratılan “Komünizm korkusu”nun birtakım çıkarlar uğruna nasıl sömürüldüğünü, yurtsever kimselerin nasıl baskı altında tutulduğunu belgelerden iyi ne verebilir?

Amerika'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra büyük bir “Solcu avı”düzenlendi. Çıkarlarını korumaya çalışan egemen çevreler, sendikalardaki, sinema-tiyatro endüstrisindeki solcuları ezebilmek için geniş çapta bir soruşturma açtılar.

Dünyanın en büyük gösterisi olarak nitelendirilen bu soruşturmayı, Temsilciler Meclisi'ne bağlı Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi yürüttü. Gary Cooper, Bertolt Brecht, Elia Kazan, Paul Robeson, Pete Seeger, Edward G. Robinson, Robert Taylor, Edward Dmytryk, Hans Eisler, Arthur Miller gibi ünlü sanatçılar sorguya çekildi.

Bu belgesel kitapta o soruşturmanın tutanaklarını okuyacak, kimlerin egemen çevrelerden, kimlerin Anayasa'dan yana olduklarını göreceksiniz.

Kimbilir, bu utanç belgesiyle günümüz Türkiye'si arasında bazı benzerlikler de bulacaksınız belki.

Amerika'da “Komünizm korkusu”, 1917 Sovyet Devrimi'nden sonra başladı. “Dünyayı sarsan on gün”, kapitalizmin yıkılabileceğini göstermişti. Bu düzenin savunucuları, duydukları korkuyu kısa zamanda bir “ulusal korku”ya dönüştürmeyi amaçladılar. Başsavcı A. Mitchell Palmer'in önderliğinde “solcu avı”na giriştiler. Hükümet de, “ülkeyi Ruslara satmak isteyenlerin kimler olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla” 1919'da geniş çapta bir soruşturma açtırdı.

Bu alanda çalışmalar yapmak üzere, Temsilciler Meclisi'ne bağlı ilk komite, 1930'da kuruldu. Hamilton Fish Komitesi'ydi bu. Başkanı Hamilton Fish , “Komitenin sadece Komünistlerin peşinde olduğunu” belirtti. Meclis üyelerinden Samuel Dickstein, ülke için Nazizmin de büyük bir tehlike olduğunu ileri sürdü, bu konuda da araştırma yapılmasını istedi. Dickstein'e aldıran çıkmadı. 1938'de Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi kurulduğunda, Dickstein komiteye alınmayacak, ilk başkan Martin Dies, sadece Komünizm tehlikesini araştıracaklarını, başka eylem ve eğilimlerle ilgilenmeyeceklerini söyleyecekti.

1929-1931 yıllarında bu korku daha da arttı. Kapitalizmin temelleri sarsılmaya başlamıştı. Ekonomi çökmek üzereydi. Kapitalist düzenin temsilcileri, bir baskı ve propaganda kampanyasına giriştiler. Ortaya “Hayat, Sovyet Rusya'yla bir savaştır” gibi sloganlar atıldı; Sovyetler Birliği'nin Amerika'yı ele geçirmek isteyen, bu amaçla geniş bir “casusluk şebekesi” kuran bir devlet olduğu kanısı yerleştirilmeye çalışıldı. Her Komünist, Sovyet Rusya'nın ajanıydı. “Dünyanın en büyük gösterisi” olarak nitelendirilebilecek bir “Komünist avı” düzenlendi.

Bu arada İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. Amerika “büyük düşmanı” Sovyet Rusya'yla birlik oldu! Ama bu düşmanlık, savaş sırasında da sürdü. MacArthur, 1945'de, “Rusların Nazilerden de büyük bir tehlike” olduğunu ileri sürmekten kaçınmadı. Bazı yorumcular, Amerika'nın Japonya'ya atom bombası atmasına bu görüşün yol açtığını söylediler. Avrupa'da savaş sona ermişti; Sovyetler Amerika'ya Doğu'da yardım edebilirler, zaferi paylaşabilirlerdi. Atom bombası buna engel olmak için atılmış, iki yüz bin kişi öldürülerek “Kızıl Ordu'nun pençesinden kurtarılmıştı”!

Savaştan sonra, Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi, sendikalardaki, üniversitelerdeki, sinema-tiyatro endüstrisindeki Komünistleri ortaya çıkarmak için geniş çapta bir soruşturma açtı. Bu soruşturmalarda “suçlu bulunanlar” kara listeye alındılar, işsiz kaldılar, yoksulluk çekmeye mahkûm edildiler. Anayasanın kendilerine sağladığı hakka dayanarak tanıklık etmemekte direnenler, “Komiteyi aşağılamak” suçuyla hapse atıldılar. Whittaker Chambers ile Richard M. Nixon'un casuslukla suçladıkları Alger Hiss, idam cezasına çarptırıldı.

Bu arada yeni bir “önder” belirdi: Senatör McCarthy. McCarthy, Komünistlerin devlet dairelerine bile sızdığını ileri sürerek yeni bir kampanya açtı, “cadı avı”nı hızlandırdı; Kore Savaşı'nın başlamasından Komünistleri sorumlu tuttu. I. F. Stone gibi birkaç gazeteci, Kore Savaşı'na Komünistlerin değil, Güneydoğu Asya'yı denetim altında tutmak isteyen Amerkikan emperyalizminin yol açtığını söylediler, ama Rosenberg'lerin cadı kazanında öldürülmelerine engel olamadılar.

Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi'nin on binlerce sayfayı bulan tutanaklarından derlenmiş bu kitap, yukarıdaki kısa girişi bile gereksiz kılacak niteliktedir; Amerika'da “ihanet yılları” olarak adlandırılan bir dönemi, bütün genişliğiyle, bütün derinliğiyle yansıtmaktadır. Yaratılan “Komünizm korkusu”nun birtakım çıkarlar uğruna nasıl sömürüldüğünü, yurtsever kimselerin nasıl baskı altında tutulduğunu belgelerden iyi ne verebilir?

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat