Bu dinamikler, doğrudan insanla ilişkilidir ve öngörülmesi, çözümlenmesi, bilimsel kanunlarla tanımlanması çok da mümkün değildir. Üstelik bir toplumun gelişmişlik aşamasını belirleyen her bir dinamik, aynı zamanda söz konusu toplumun tarihsel ve kurumsal yapısının bir uzantısıdır.
Dolayısıyla her bir toplumun tarihsel süreçlerini, kültürel yapılarını ve kurumlarını dikkate almadan, ekonomik faaliyetlerini açıklamak yetersiz bir çaba olarak kalacaktır. Bu nedenle iktisat bilimi tarih, felsefe, sosyoloji, mantık, matematik ve bütün bilim alanlarıyla iç içe geçmiş bir bütünlük oluşturmaktadır. Sadece soyut sınırlamalarla veya çok sayıda sabit parametrelerle bir toplumun içerisinde bulunduğu durumu ifade etmek neredeyse imkânsızdır. İşte iktisatçı her şeyden önce iyi bir tarihçi, iyi bir sosyolog, iyi bir felsefeci, iyi bir psikolog, iyi bir matematikçi, iyi bir fizikçi ama en önemlisi iyi bir insan olmalıdır.
Bu dinamikler, doğrudan insanla ilişkilidir ve öngörülmesi, çözümlenmesi, bilimsel kanunlarla tanımlanması çok da mümkün değildir. Üstelik bir toplumun gelişmişlik aşamasını belirleyen her bir dinamik, aynı zamanda söz konusu toplumun tarihsel ve kurumsal yapısının bir uzantısıdır.
Dolayısıyla her bir toplumun tarihsel süreçlerini, kültürel yapılarını ve kurumlarını dikkate almadan, ekonomik faaliyetlerini açıklamak yetersiz bir çaba olarak kalacaktır. Bu nedenle iktisat bilimi tarih, felsefe, sosyoloji, mantık, matematik ve bütün bilim alanlarıyla iç içe geçmiş bir bütünlük oluşturmaktadır. Sadece soyut sınırlamalarla veya çok sayıda sabit parametrelerle bir toplumun içerisinde bulunduğu durumu ifade etmek neredeyse imkânsızdır. İşte iktisatçı her şeyden önce iyi bir tarihçi, iyi bir sosyolog, iyi bir felsefeci, iyi bir psikolog, iyi bir matematikçi, iyi bir fizikçi ama en önemlisi iyi bir insan olmalıdır.