#smrgSAHAF İrâde Hürriyeti ve İmam Mâturidi -

Stok Kodu:
1199018904
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
376 s
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1984
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
0,00
1199018904
405006
İrâde Hürriyeti ve İmam Mâturidi -
İrâde Hürriyeti ve İmam Mâturidi - #smrgSAHAF
0.00
İlk insandan günümüze kadar, insanlık tarihinin geçirdiği safhalar içinde değişmeyen şeyler vardır. Yaşadığı çevrenin şartlarına göre hayatını idâme ettirmek için ne denli uyum ve gelişme göstermiş olursa olsun, ona insan dedirten özelliklerinde pek önemli bir fark görülmemiştir. Dün için düşünen insan, bugün için de düşünen insandır. Kâinattaki yerini, bu noktaya nasıl geldiğini; kendisinin ne olduğunu ve sonunda ne olacağını hep düşünmüştür. Halâ da düşünmektedir. Aslında soruları değiştirmiştir. Değişen, çoğu kere bulduğu cevaplardır. Her cevabın yeni sorular doğurması keyfiyeti de değişmemiştir. İnsanoğlu durup dinlenmeden bu soru - cevap mücadelesinde düşünce hayatını sürdürüp gitmektedir.

Biz, insanlığın d ylnee tarihinde sayısız cevaplar verilmiş ol-masına rağmen, yine de cevap bekleyen soruların başında insanın hürriyet ve irâde problemini görmüşüzdür. Bilebildiğimiz-kadarıyla ilk çağlardan bu yana filozofu ile, psikoloğu ile, din adamı ile, sade mü'mini ile herkesin zihnini işgal etmiş bulunan hürriyet ve irade probleminde yapılan izâhlar, bazılarını tatmin ettiği halde, diğerleri için doyurucu olamamıştır. Meseleyi çözdüm, zan vç iddiasıyla her farklı izah getiren buna önce kendisi inanmış, sonra çevresindekiler onu takip etmiştir. Ama bir başkası bu izâhlardaki tutarsızlık ve açıkları ortaya koymuş, kendisine mahsus daha başka izâhlar getirme çabasına düşmüştür. Ne yazık ki bir üçüncü gurup karşısındaki durumu, birincilerden farklı olmamıştır. Düşünce tarihi bu izâhlar zincirinin tevâli eden ve durmadan artan halkalartyla doludur.

Maksadımız "bin kafile hukemâ ve fudalâ"nın çöiernediği bu "lügaz"i çözmek değil, neden çözülemediğini araştırmak ve pey-gamberi' yasağın hikmetini anlamaya çalışmaktır.

İlk insandan günümüze kadar, insanlık tarihinin geçirdiği safhalar içinde değişmeyen şeyler vardır. Yaşadığı çevrenin şartlarına göre hayatını idâme ettirmek için ne denli uyum ve gelişme göstermiş olursa olsun, ona insan dedirten özelliklerinde pek önemli bir fark görülmemiştir. Dün için düşünen insan, bugün için de düşünen insandır. Kâinattaki yerini, bu noktaya nasıl geldiğini; kendisinin ne olduğunu ve sonunda ne olacağını hep düşünmüştür. Halâ da düşünmektedir. Aslında soruları değiştirmiştir. Değişen, çoğu kere bulduğu cevaplardır. Her cevabın yeni sorular doğurması keyfiyeti de değişmemiştir. İnsanoğlu durup dinlenmeden bu soru - cevap mücadelesinde düşünce hayatını sürdürüp gitmektedir.

Biz, insanlığın d ylnee tarihinde sayısız cevaplar verilmiş ol-masına rağmen, yine de cevap bekleyen soruların başında insanın hürriyet ve irâde problemini görmüşüzdür. Bilebildiğimiz-kadarıyla ilk çağlardan bu yana filozofu ile, psikoloğu ile, din adamı ile, sade mü'mini ile herkesin zihnini işgal etmiş bulunan hürriyet ve irade probleminde yapılan izâhlar, bazılarını tatmin ettiği halde, diğerleri için doyurucu olamamıştır. Meseleyi çözdüm, zan vç iddiasıyla her farklı izah getiren buna önce kendisi inanmış, sonra çevresindekiler onu takip etmiştir. Ama bir başkası bu izâhlardaki tutarsızlık ve açıkları ortaya koymuş, kendisine mahsus daha başka izâhlar getirme çabasına düşmüştür. Ne yazık ki bir üçüncü gurup karşısındaki durumu, birincilerden farklı olmamıştır. Düşünce tarihi bu izâhlar zincirinin tevâli eden ve durmadan artan halkalartyla doludur.

Maksadımız "bin kafile hukemâ ve fudalâ"nın çöiernediği bu "lügaz"i çözmek değil, neden çözülemediğini araştırmak ve pey-gamberi' yasağın hikmetini anlamaya çalışmaktır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat