"Hiçbir Hintli kalenin duvarında durmakta olan İskender'e yaklaşmayı göze alamadı. Ama şimdi yakın kulelerdeki her atıcının hedefi olmuştu. Aşağıdan kentten de ona doğru atışlar yapılıyordu, ve bunlar fazla uzaktan gelmiyorlardı, çünkü tam bu noktada duvarın yakınında yüksek bir tabya vardı. Herkes orada duranın gerçekten de İskender olduğunu anladı. Efsanevi yürekliliği ve parlayan zırhı onu ele veriyordu. Birden olduğu yerde kalacak olursa hiçbirşey başaramadan öldürülebileceğini anladı. Ama eğer aşağıya kalenin içersine sıçrayacak olursa, tam bu davranışıyla Hintlileri korkutabilirdi. Ya da hiç olmazsa, eğer yazgısı ölmekse, ölüme döğüşmeden gitmemiş olur ve eylemi bir başarının tacı olarak insanların dudaklarında yaşardı. Düşünmek davranmaktı, ve daha öte duraksamadan aşağı atladi." (Arka kapaktan)
"Hiçbir Hintli kalenin duvarında durmakta olan İskender'e yaklaşmayı göze alamadı. Ama şimdi yakın kulelerdeki her atıcının hedefi olmuştu. Aşağıdan kentten de ona doğru atışlar yapılıyordu, ve bunlar fazla uzaktan gelmiyorlardı, çünkü tam bu noktada duvarın yakınında yüksek bir tabya vardı. Herkes orada duranın gerçekten de İskender olduğunu anladı. Efsanevi yürekliliği ve parlayan zırhı onu ele veriyordu. Birden olduğu yerde kalacak olursa hiçbirşey başaramadan öldürülebileceğini anladı. Ama eğer aşağıya kalenin içersine sıçrayacak olursa, tam bu davranışıyla Hintlileri korkutabilirdi. Ya da hiç olmazsa, eğer yazgısı ölmekse, ölüme döğüşmeden gitmemiş olur ve eylemi bir başarının tacı olarak insanların dudaklarında yaşardı. Düşünmek davranmaktı, ve daha öte duraksamadan aşağı atladi." (Arka kapaktan)