İslâm düşünce tarihi boyunca ruh konusu din alimlerinin gündeminde yer tutmuş ve çok farklı yönlerde fikri egzersizlere imkan vermiştir. Her dönemin geçerli kültürü, felsefi kabulleri ruhla ilgili görüşlerde, eğilimlerde, yönlendirici ve belirleyici rol oynamıştır. İslam düşüncesine ait kelâm, felsefe, tasavvuf, mezhepler tarihi literatürü bu manzarayı bize bütün renkliliği ile göstermektedir. Dolayısıyla İslam âlimlerinin birbirinden farklı nitelikteki açıklamaları ve bu açıklamaların dinî inançlarla bağlantıları ve buna bağlı değer hükümleri her dönemde önemini ve güncelliğini muhafaza edegelmiştir.
Ruhla ilgili düşüncelerin ve onunla irtibatlı olan inançların incelenmesinde ortaya çıkan gerçek, bunların tek düze, net ve kesin bir nitelik taşımaması, üstelik İslam dininin inanç esaslarını belirleyen tartışmasız kaynak Kur'ân-ı Kerim'in açık ifadeleri ile temellendirilememiş olduğudur.
Bu gerçeğin yanında, günümüzün değişen ve gelişen psikoloji bilimi ve bununla birlikte tıp bilimlerinin, insan ruhunun göstergeleri olarak bilinen geleneksel emarelerini ele alış tarzları ve yorumlama biçimleri göz önünde bulundurulduğunda, konunun İslâm mezhepler tarihindeki geleneksel incelenmesinin, modern yaklaşımlar açısından yeni bir değerlendirmeye tabi tutulması zaruret haline gelmiştir. İşte elinizdeki bu eser, bu gerekliliği başarılı bir çalışma ile görmekte ve yeni araştırma alternatiflerine zemin hazırlayan yönü ile bilimsel nitelikte bir sonuca ulaşmaktadır. -Prof. Dr. Saim Yeprem, Kitaba yazdığı "Takriz"den. (Arka kapaktan)