Türkiye'de adı pek az kişi tarafından bilinen Oscar Lewis, gerçekten de, kısa hayatı süresince Güney Amerika kıtasının kendisini çevreleyen kayıtsızlıktan kurtulması için bilimsel yollardan savaşmış bir insandı. Ayrıca, bilim ve edebiyat dünyasına kazandırdığı yepyeni bir türle de ün kazandı. "Bir Meksika Köyünde Hayat". adlı ilk eseriyle 1944'de dikkati üzerine çeken Lewis, "bilimsel otobiyografi" ya da "roman" gerçek" in ilk örneğini "Beş Aile" adlı ikinci eseriyle verdi. Eserin kahramanları, keyifli ya da küskün, gününe göre değişen bir havayla anılarını, düşlerini, sorunlarını, aşk, adalet, politika konusundaki görüşlerini ses alma aracına aktarıyor, ses şeritleri düzene konulduktan sonra kitap yazılıyordu.
Oscar Lewis asıl ününü 1961 yılında yayınlanan "Sanchez'in Çocukları" ile yaptı. Eserde Meksika başkentinde yedi yüz kiracılı bir dev apartmanın kapalı dünyası anlatılıyordu. Lewis, ardından hazırladığı "Pedro Martinez" ile şehirden köye geçti ve 1910 ihtilâline katılan cahil köylü Pedro Martinez ile ailesinin öyküsünü anlattı.
Baş eseri "İşte Hayat - La Vida" Birleşik Amerika'nın "parya"ları Porto-Riko'luların öyküsüdür. Oscar Lewis bu kitabında, yaşama savaşı veren bir orospu ile çocuklarının hayatını ayrıntılarla gözler önüne seriyor, "İlk araştırmalarımı yaparken, sefalet sorunlarının çalışmalarımın merkezi olacağını anladım" diyen Lewis, kuşkusuz, bıraktığı üç dev eserle gerek bilim ve gerekse edebiyat dünyasında her zaman anılacak. (Arka kapaktan)