Kadının özgürleşmesi sorunu, çok belirleyici olsa da, henüz çözümlenmiş değil. Fransız büyük devrimi bütün insanları "haklar açısından eşit" ilan ederken "cins" eşitliğini de öngörüyordu. Ama buna tepkiler gecikmedi. Schopenhauer erkeklerin iktidarı kadınlara bırakmamasını istedi; Stuart Mill kadının özgürleşmesini insanlığın ilerlemesi için bir koşul olarak öne sürdü; Nietzsche'ye gelince, feministlerin baskısı altında uygarlığın "erkeklik"ten uzaklaştığını haykırdı...
Bu kitabın özünü bunlar oluşturuyor. Ama bunun bir de öncesi var: Eskiler (Confucius, Platon, Aristoteles), din adamları (Augustinus, Aquino'lu Thomas) ve Doğu (İbni Sina) bu konuda neler düşünüyorlar? Bunların da öğrenilmesi gerekiyor. Ama okurun karşılaşacağı düşünce sürprizleri bunlarla sınırlı değil.
Kadının özgürleşmesi sorunu, çok belirleyici olsa da, henüz çözümlenmiş değil. Fransız büyük devrimi bütün insanları "haklar açısından eşit" ilan ederken "cins" eşitliğini de öngörüyordu. Ama buna tepkiler gecikmedi. Schopenhauer erkeklerin iktidarı kadınlara bırakmamasını istedi; Stuart Mill kadının özgürleşmesini insanlığın ilerlemesi için bir koşul olarak öne sürdü; Nietzsche'ye gelince, feministlerin baskısı altında uygarlığın "erkeklik"ten uzaklaştığını haykırdı...
Bu kitabın özünü bunlar oluşturuyor. Ama bunun bir de öncesi var: Eskiler (Confucius, Platon, Aristoteles), din adamları (Augustinus, Aquino'lu Thomas) ve Doğu (İbni Sina) bu konuda neler düşünüyorlar? Bunların da öğrenilmesi gerekiyor. Ama okurun karşılaşacağı düşünce sürprizleri bunlarla sınırlı değil.