#smrgKİTABEVİ Kağıda İşlenen Uygarlık : Kağıdın Tarihi ve İslam Dünyasına Etkisi - 2020
Jonathan M. Bloom hikâyesine kâğıdın 2000 küsur yıl önce Çin'de icat edilmesinden başlıyor, Batı Asya ve Kuzey Afrika'da İslam ülkelerine girişiyle devam ediyor. Kâğıt; yazının gelişimini, kitabı, matematiği, müziği, elsanatları, mimariyi, hatta mutfaklarımızı etkiledi.
Örneğin 14. yüzyıldan itibaren İslam ülkelerindeki binalar birbirine benzedi, çünkü kâğıt üstüne çizilen planlar, bir mimarın belki hiç görmediği bir taşra kenti için bina tasarlamasına olanak sağlıyordu. Çömlekçiler tasarımlarını örnek kitaplarından aldı, dokumacılar eskizler ya da grafiklerdeki desenleri çözmeyi öğrendi. Kâğıt olmasa belki ünlü Uşak madalyon halıları o kadar ince nakışlı olamazdı, çünkü bu halıların desenlerini saray atölyelerindeki sanatçılar kâğıda çiziyor, halı dokuyanlar da bu kâğıda bakarak düğümlerini atıyorlardı. Ebced hesabından ciltçiliğe, müzikten savaş planlarına, bezeme sanatından soyağaçlarına, kâğıdın etkilemediği hiçbir alan yoktu.
Kâğıt sayesinde Şehnameler, Binbir Gece'den Kelile ve Dimne'ye kadar masallar ve ilkçağın görkemli yapıtları kopya edildi, bize ulaştı. Kâğıt sayesinde uygarlıklar birbirlerini etkiledi, bilgi kuşaklar boyunca aktarıldı, birikti.
Kâğıdın 8. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar İslam ülkelerindeki serüvenini bize zengin görsel malzeme ve nefis bir üslupla anlatan Jonathan M. Bloom, Boston College'da İslam ve Asya Sanatı Profesörü, İslam Sanatı ve Mimarisi kitabının da ortak yazarı.
Jonathan M. Bloom hikâyesine kâğıdın 2000 küsur yıl önce Çin'de icat edilmesinden başlıyor, Batı Asya ve Kuzey Afrika'da İslam ülkelerine girişiyle devam ediyor. Kâğıt; yazının gelişimini, kitabı, matematiği, müziği, elsanatları, mimariyi, hatta mutfaklarımızı etkiledi.
Örneğin 14. yüzyıldan itibaren İslam ülkelerindeki binalar birbirine benzedi, çünkü kâğıt üstüne çizilen planlar, bir mimarın belki hiç görmediği bir taşra kenti için bina tasarlamasına olanak sağlıyordu. Çömlekçiler tasarımlarını örnek kitaplarından aldı, dokumacılar eskizler ya da grafiklerdeki desenleri çözmeyi öğrendi. Kâğıt olmasa belki ünlü Uşak madalyon halıları o kadar ince nakışlı olamazdı, çünkü bu halıların desenlerini saray atölyelerindeki sanatçılar kâğıda çiziyor, halı dokuyanlar da bu kâğıda bakarak düğümlerini atıyorlardı. Ebced hesabından ciltçiliğe, müzikten savaş planlarına, bezeme sanatından soyağaçlarına, kâğıdın etkilemediği hiçbir alan yoktu.
Kâğıt sayesinde Şehnameler, Binbir Gece'den Kelile ve Dimne'ye kadar masallar ve ilkçağın görkemli yapıtları kopya edildi, bize ulaştı. Kâğıt sayesinde uygarlıklar birbirlerini etkiledi, bilgi kuşaklar boyunca aktarıldı, birikti.
Kâğıdın 8. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar İslam ülkelerindeki serüvenini bize zengin görsel malzeme ve nefis bir üslupla anlatan Jonathan M. Bloom, Boston College'da İslam ve Asya Sanatı Profesörü, İslam Sanatı ve Mimarisi kitabının da ortak yazarı.