Fantastik edebiyatın klasikleşmiş ve yetkin örneklerinden biri olan Kahraman Katil, yazarı bilinmeyen bir eser. Kahramanları insanlar ile cin, peri ve dev gibi mitolojik varlıklar olan eserde, iyi-kötü, doğru-yanlış, yalan-hakikat kıyasıya savaşırlar. Eserin ritmini, enerjisini oluşturan ve aklı aşan bu mücadele, hareket ettirici gücünü erdemlerden alan cesaret ve yiğitlikle kazanılır. Öyle ki canı pahasına yapılan fedakârlık, haksızlık karşısında kavi duruş, merhametin eyleme dönüşmesi hikâye boyunca motivasyonunu ve enerjisini, en başta gönülleri kahraman olan kişilerden alır. İyiliğin, samimiyetin çarptığı her kalp asla kendisini düşünmez, zafer kazanır zaferini görmez, insan kardeşlerine kol kanat gerer fakat onları tahakküm altına almaz. Eğer bir bedel ödeyecekse de sadece kendisi öder.
Kötülüğü temsil eden devler koca cüsseleri, olağan üstü maharetleri ile bir karabasan gibi okuyucuyu teslim alır gibi olurlar. Oysa her kahraman bilir ki ve bildiğini de bize söyler ki: kötülük ya da dünyanın negatif unsurları cüssesi büyük, hilesi korkunç gözükebilir, fakat onlar bu özellikleriyle varlığı değil yokluğu, sevgiyi değil nefreti, merhameti değil zulmü temsil ederler. Oysa sahip oldukları bu yegane özellikleri onları sadece yok etmeye yarar. Bu yüzden onların asıl kahramanlardan bir farkı da inançlarının olmayışıdır. O yüzden güçlüyken korkak, büyükken küçücük, kudretliyken de daima acizdirler.