#smrgKİTABEVİ Kanlı Eller Operasyonu: Malatya Zirve Katliamı - 2014
2006 yılında aylarca belli başlı şüpheliler onları izlediler... Ve planlar yaptılar. Onları susturmak arzusuyla doğru zamanı beklediler ve sonunda saldırıya geçtiler. 18 Nisan 2007'de sabajın erken saatlerinde bıçaklarla, iple ve plastik eldivenlerle donanmış beş genç Zirve Yayıncılık ofisine geldiler. Necati, Uğur ve Tilmann ile çay içen gençler ansızın harekete geçerek kurbanlarının ellerini ve ayaklarını bağladılar ve ardından boğazlarını kestiler.
Olayın üzerinden yedi yıl geçtikten sonra bile mahkeme hala bir karar vermiş değildi. Yeni çıkan bir yasa nedeniyle, katiller 2014'ün Mart ayında hapishaneden tahliye edildiler. Tilmann'ın dul eşi bugün hala İsa Mesih'in sözlerini içtenlikle tekrarlıyor, bağışladım.
Elinizdeki kitap Necati, Uğur ve Tilmann'ın benzersiz bir resmini gözler önüne sermektedir. Kanıtları dikkatli bir gözle inceleyerek son 200 yıldır Türkiye'deki misyoner etkinliklere ışık tutmaktadır. Bu adamlar gerçekte ölmeyi mi yoksa yaşamayı mı hakediyordu? Malatya davasında adaletin yolu açık mı? Gerçek ne?
2006 yılında aylarca belli başlı şüpheliler onları izlediler... Ve planlar yaptılar. Onları susturmak arzusuyla doğru zamanı beklediler ve sonunda saldırıya geçtiler. 18 Nisan 2007'de sabajın erken saatlerinde bıçaklarla, iple ve plastik eldivenlerle donanmış beş genç Zirve Yayıncılık ofisine geldiler. Necati, Uğur ve Tilmann ile çay içen gençler ansızın harekete geçerek kurbanlarının ellerini ve ayaklarını bağladılar ve ardından boğazlarını kestiler.
Olayın üzerinden yedi yıl geçtikten sonra bile mahkeme hala bir karar vermiş değildi. Yeni çıkan bir yasa nedeniyle, katiller 2014'ün Mart ayında hapishaneden tahliye edildiler. Tilmann'ın dul eşi bugün hala İsa Mesih'in sözlerini içtenlikle tekrarlıyor, bağışladım.
Elinizdeki kitap Necati, Uğur ve Tilmann'ın benzersiz bir resmini gözler önüne sermektedir. Kanıtları dikkatli bir gözle inceleyerek son 200 yıldır Türkiye'deki misyoner etkinliklere ışık tutmaktadır. Bu adamlar gerçekte ölmeyi mi yoksa yaşamayı mı hakediyordu? Malatya davasında adaletin yolu açık mı? Gerçek ne?