#smrgKİTABEVİ Karanlığın Aynasında - 2022
Yılın En İyi Romanlarından Biri Karanlığın Aynasında çok zekice yazılmış, ironik, nefis bir roman. Henüz 2010 yılının sekiz haftası geçti ama kuşkusuz yılın en iyi romanlarından biri olarak anılacaktır. -Asuman Kafaoğlu Büke, Radikal Kitap, 2010-
Gerçekliğin Kırıldığı An Gerçekliğin sürekli yer değiştirdiği, son derece ustalıklı ve zeki biçimde kurgulanmış Karanlığın Aynasında romanında, referans noktalarımız ve ona bağlı olarak algılarımız değiştikçe zaman ve mekan kavramları da yer değiştirmeye başlıyor. İki boyutlu gibi başlayan hikaye giderek boyut değiştiriyor, dönüp duran bir döngü içinde sonsuzluğa doğru düşüyor, üst üste biniyor. Anlamlar her okuyuşta yer değiştiriyor, farklı okumalara açılım yapıyor. [...] Karanlığın Aynasında'nın bir özelliği daha var. O da kendisinden bir önce gelen 602.Gece adlı inceleme kitabında Gülsoy'un teorik olarak üstünde durduğu sanat ve edebiyat kuramlarının bir anlamda pratiğe dönüşmüş hali olması. -Elif Tanrıyar, Sabah Kitap, 2010-
Kişinin Ruhundaki Dehlizlere Işık Tutan Bir Ayna Roman, yine yazarın önceki kitaplarından 602.Gece. Kendini Fark Eden Hikaye adlı incelemesinde ele aldığı ayna kavramı etrafında yapılandırılıyor. Ayna kavramı, kişinin ruhundaki dehlizlere ışık tutarak insanın, başkalarının ilişkilerinde, diğerlerinin gözünde, kısacası dış dünyada aradığı kendisine işaret ediyor. Karakterlerin hikayeleri okuru kendi hikayesi üzerinde düşünmeye, nerede durduğunu, kendini sorgulamaya sevk ediyor. Özellikle delilik kavramına ayna tutan şizofreni hastası Sarp ile insanın karanlıkta kalmış kuytularına giriliyor. -Hürriyet Keyif Eki, 2010-
Bir Girdap Roman Murat Gülsoy'un son romanı Karanlığın Aynasında, kurgusal niteliği ve cinsellik bağlamlı aşk yaşantısına ilişkin tartışmalı içeriğiyle kitaplığımızda. [...] Yaşamı öykü anlatma penceresinden gören has bir yazar olarak, bize özgün metinler sunmuştur. Şimdi, son satırına değin bizi şaşırtan, bir solukta yazılmış izlenimi veren, bu yüzden tek nefeste okunan bir anlatı ile karşımıza çıkıyor. [...] Romanın kurgusu, yaşamı tekdüze, yalınkat, tek boyutlu ve tek katmanlı algılamamamız gerektiğine ilişkin ufuk açıcı bir alan sağlıyor. Bu açılan kapıdan girince bizi, aşk yaşantısının patolojisi karşılıyor. -Sadık Yalsızuçanlar, Kitap Zamanı, 2010-
Yılın En İyi Romanlarından Biri Karanlığın Aynasında çok zekice yazılmış, ironik, nefis bir roman. Henüz 2010 yılının sekiz haftası geçti ama kuşkusuz yılın en iyi romanlarından biri olarak anılacaktır. -Asuman Kafaoğlu Büke, Radikal Kitap, 2010-
Gerçekliğin Kırıldığı An Gerçekliğin sürekli yer değiştirdiği, son derece ustalıklı ve zeki biçimde kurgulanmış Karanlığın Aynasında romanında, referans noktalarımız ve ona bağlı olarak algılarımız değiştikçe zaman ve mekan kavramları da yer değiştirmeye başlıyor. İki boyutlu gibi başlayan hikaye giderek boyut değiştiriyor, dönüp duran bir döngü içinde sonsuzluğa doğru düşüyor, üst üste biniyor. Anlamlar her okuyuşta yer değiştiriyor, farklı okumalara açılım yapıyor. [...] Karanlığın Aynasında'nın bir özelliği daha var. O da kendisinden bir önce gelen 602.Gece adlı inceleme kitabında Gülsoy'un teorik olarak üstünde durduğu sanat ve edebiyat kuramlarının bir anlamda pratiğe dönüşmüş hali olması. -Elif Tanrıyar, Sabah Kitap, 2010-
Kişinin Ruhundaki Dehlizlere Işık Tutan Bir Ayna Roman, yine yazarın önceki kitaplarından 602.Gece. Kendini Fark Eden Hikaye adlı incelemesinde ele aldığı ayna kavramı etrafında yapılandırılıyor. Ayna kavramı, kişinin ruhundaki dehlizlere ışık tutarak insanın, başkalarının ilişkilerinde, diğerlerinin gözünde, kısacası dış dünyada aradığı kendisine işaret ediyor. Karakterlerin hikayeleri okuru kendi hikayesi üzerinde düşünmeye, nerede durduğunu, kendini sorgulamaya sevk ediyor. Özellikle delilik kavramına ayna tutan şizofreni hastası Sarp ile insanın karanlıkta kalmış kuytularına giriliyor. -Hürriyet Keyif Eki, 2010-
Bir Girdap Roman Murat Gülsoy'un son romanı Karanlığın Aynasında, kurgusal niteliği ve cinsellik bağlamlı aşk yaşantısına ilişkin tartışmalı içeriğiyle kitaplığımızda. [...] Yaşamı öykü anlatma penceresinden gören has bir yazar olarak, bize özgün metinler sunmuştur. Şimdi, son satırına değin bizi şaşırtan, bir solukta yazılmış izlenimi veren, bu yüzden tek nefeste okunan bir anlatı ile karşımıza çıkıyor. [...] Romanın kurgusu, yaşamı tekdüze, yalınkat, tek boyutlu ve tek katmanlı algılamamamız gerektiğine ilişkin ufuk açıcı bir alan sağlıyor. Bu açılan kapıdan girince bizi, aşk yaşantısının patolojisi karşılıyor. -Sadık Yalsızuçanlar, Kitap Zamanı, 2010-