Yaşamlarına ve geleceklerine sahip çıkmak için sokakları, caddeleri, meydanları dolduran kalabalıklar; fabrikaları işgal ederek patronsuz ve sömürüsüz bir üretimin, hatta başka bir çalışma biçiminin de olabileceğini gösteren işçiler; maden şirketleri, barajlar, otoyollar ve kapitalist çiftliklerin talanı karşısında topraklarına, nehirlerine sahip çıkan kır emekçileri, şimdi, şirketlerden, borsalardan ve devletlerden oluşan, insanı, yaşamı, doğayı öğüterek işleyen ve adına kapitalizm denen bu cansız, soğuk makineye karşı, bedenleriyle, bilinçleriyle, ruhlarıyla, hisleriyle direniyorlar. Ne kolluk güçleri karşısında geri çekilen ne de sınır tanıyan bu direnişçiler, sadece bir hükümete, sadece bir ya da bir grup emperyal devlete ya da çok uluslu şirkete karşı değil; neoliberal politikalara, otoriter yönetimlere, biyopolitik tahakküm biçimlerine, savaşlara, ekolojik tahribata, patriyarkaya, ayrımcı politika ve uygulamalara, finansal piyasaların tasallutuna, tüketim ve borç döngüsüne, yabancılaşmaya, işsizliğe, yoksulluğa, yoksunluğa karşı bir kez daha harekete geçiyorlar ve "reddediyoruz" diye haykırıyorlar: Biz yüzde 1' e karşı yüzde 99' uz! Ve sadece reddetmekle kalmıyoruz, başka bir toplumsal yaşamın mümkün olduğunu biliyor ve işgal ettiğimiz her yerde bunu bugünden kuruyoruz!
Bu kitap, artık sadece oy kullanmak, protesto etmek, miting düzenlemek, greve gitmekle sınırlı kalmayanların, kalamayanların, yani yerinde duramayanların; işgal ederek, müşterekleştirerek, mesullenerek geleceği bugünden kurmaktan söz edenlerin ve bu sözü gerçekleştirmek için bir araya gelenlerin, şu anda dahi yazılmaya devam eden öyküsüdür.
Yaşamlarına ve geleceklerine sahip çıkmak için sokakları, caddeleri, meydanları dolduran kalabalıklar; fabrikaları işgal ederek patronsuz ve sömürüsüz bir üretimin, hatta başka bir çalışma biçiminin de olabileceğini gösteren işçiler; maden şirketleri, barajlar, otoyollar ve kapitalist çiftliklerin talanı karşısında topraklarına, nehirlerine sahip çıkan kır emekçileri, şimdi, şirketlerden, borsalardan ve devletlerden oluşan, insanı, yaşamı, doğayı öğüterek işleyen ve adına kapitalizm denen bu cansız, soğuk makineye karşı, bedenleriyle, bilinçleriyle, ruhlarıyla, hisleriyle direniyorlar. Ne kolluk güçleri karşısında geri çekilen ne de sınır tanıyan bu direnişçiler, sadece bir hükümete, sadece bir ya da bir grup emperyal devlete ya da çok uluslu şirkete karşı değil; neoliberal politikalara, otoriter yönetimlere, biyopolitik tahakküm biçimlerine, savaşlara, ekolojik tahribata, patriyarkaya, ayrımcı politika ve uygulamalara, finansal piyasaların tasallutuna, tüketim ve borç döngüsüne, yabancılaşmaya, işsizliğe, yoksulluğa, yoksunluğa karşı bir kez daha harekete geçiyorlar ve "reddediyoruz" diye haykırıyorlar: Biz yüzde 1' e karşı yüzde 99' uz! Ve sadece reddetmekle kalmıyoruz, başka bir toplumsal yaşamın mümkün olduğunu biliyor ve işgal ettiğimiz her yerde bunu bugünden kuruyoruz!
Bu kitap, artık sadece oy kullanmak, protesto etmek, miting düzenlemek, greve gitmekle sınırlı kalmayanların, kalamayanların, yani yerinde duramayanların; işgal ederek, müşterekleştirerek, mesullenerek geleceği bugünden kurmaktan söz edenlerin ve bu sözü gerçekleştirmek için bir araya gelenlerin, şu anda dahi yazılmaya devam eden öyküsüdür.