#smrgSAHAF Kendine Ait Bir Oda - 1987
Kadının sadece edebiyatta değil, hayatta da yok sayıldığı dönemlerden geçti insanlık. Eğitim, kültür, iş, kazanç, hatta yaşam hakları elinden alınan kadınlar, erkek egemen bu dünyada bazen durumu kabullenerek, bazen canları pahasına mücadele ederek, bazen de erkek rollerine bürünerek yaşadılar. Erkek egemen toplum, kadının gücünden habersiz, üretkenliğinden kaygılı, yaratıcılığından kuşkuluydu.
Virginia Woolf, feminist düşüncenin başucu kitaplarından olan Kendine Ait Bir Oda'da işte bu düşünce yapısını ele alıyor. Kadınlar, yaratıcı ürünler ortaya koyamaz mı, yoksa tek sorun bunun için kendilerine fırsat verilmemesi midir? Shakespeare'in yazar bir kız kardeşi olsaydı neler yaşardı? Kadının yaratıcı yazın üretmesi için neye ihtiyacı vardır? Maddi güç? Yaratıcı zeka? Fikir özgürlüğü? Kendine ait bir oda?
İlk olarak 1929 yılında yayımlanan "Kendine Ait Bir Oda" başlıklı deneme, Virginia Woolf'un Cambridge Üniversitesi'nde verdiği bir dizi derse dayanır. Feminist kuramın en önemli metinlerinden biri olarak değerlendirilen eserde Woolf, erkek egemen bir edebiyat ortamında kadın yazarların edebî konumunu tartışmaya açar.
Shakespeare'in kendisiyle aynı yeteneklere ve yaratıcılığa sahip varsayımsal kız kardeşinin neden farklı bir mirası olacağını kanıtlamaya çalışırken, mesajı oldukça sadedir: Kadınların yaratma özgürlükleri için sabit bir gelirleri ve kendilerine ait odaları olmalıdır. Yazarın romanlarındaki etkileyici üslubu ve bakış açısını bulacağınız "Kendine Ait Bir Oda", modern feminist eleştiri tarihinin Virginia Woolf olmadan yazılamayacak olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Kadının sadece edebiyatta değil, hayatta da yok sayıldığı dönemlerden geçti insanlık. Eğitim, kültür, iş, kazanç, hatta yaşam hakları elinden alınan kadınlar, erkek egemen bu dünyada bazen durumu kabullenerek, bazen canları pahasına mücadele ederek, bazen de erkek rollerine bürünerek yaşadılar. Erkek egemen toplum, kadının gücünden habersiz, üretkenliğinden kaygılı, yaratıcılığından kuşkuluydu.
Virginia Woolf, feminist düşüncenin başucu kitaplarından olan Kendine Ait Bir Oda'da işte bu düşünce yapısını ele alıyor. Kadınlar, yaratıcı ürünler ortaya koyamaz mı, yoksa tek sorun bunun için kendilerine fırsat verilmemesi midir? Shakespeare'in yazar bir kız kardeşi olsaydı neler yaşardı? Kadının yaratıcı yazın üretmesi için neye ihtiyacı vardır? Maddi güç? Yaratıcı zeka? Fikir özgürlüğü? Kendine ait bir oda?
İlk olarak 1929 yılında yayımlanan "Kendine Ait Bir Oda" başlıklı deneme, Virginia Woolf'un Cambridge Üniversitesi'nde verdiği bir dizi derse dayanır. Feminist kuramın en önemli metinlerinden biri olarak değerlendirilen eserde Woolf, erkek egemen bir edebiyat ortamında kadın yazarların edebî konumunu tartışmaya açar.
Shakespeare'in kendisiyle aynı yeteneklere ve yaratıcılığa sahip varsayımsal kız kardeşinin neden farklı bir mirası olacağını kanıtlamaya çalışırken, mesajı oldukça sadedir: Kadınların yaratma özgürlükleri için sabit bir gelirleri ve kendilerine ait odaları olmalıdır. Yazarın romanlarındaki etkileyici üslubu ve bakış açısını bulacağınız "Kendine Ait Bir Oda", modern feminist eleştiri tarihinin Virginia Woolf olmadan yazılamayacak olduğunu kanıtlar niteliktedir.