Dick Hebdige, bu müzik türleriyle Afrika müzikleri arasındaki geçişler ve değişimleri kölelerin günlük yaşam pratikleri, ritimler, çalgılar ve danslardan örneklerle gösterilen XX. yüzyıl popüler müzik tarihinin Afrika ve Karayip eksenli bir versiyonunu sunuyor. Afrika'dan koparılıp köle olarak satılan Kunta Kinte'den Jamaika'daki Rastafaryanlara, ses sistemlerine, soru-cevap örüntüsünü kullanan dj'lerin dub ve talk overlarına, müziğin yanı sıra bir giyim kuşam modası da yaratan rap ve hip hop'un ortaya çıktığı İngiltere ve Amerika'ya uzanan bir tarih bu...
Reggae müziğinin dinsel ayin ve vaazlardan, İncil'deki anlatılardan neler ödünç aldığını; Rastafaryaların hangi koşullarda ortaya çıktığını; ses sistemi, kayıt ve radyo teknolojisindeki değişikliklerin müziğin üretim ve alımlanışını nasıl değiştirdiğini; Clash, Slits, Eric Clapton gibi grup ve şarkıcıların reggae gibi siyahların müzikleriyle nasıl buluştuğunu gözler önüne seriyor.
Hebdige, bu müzik türleri arasındaki ilişkileri anlatırken metinlerarası bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Bir “hipertext”i andıran kitabında, bir “merkez” olamayacağını göstermek istercesine gazete ilanlarından, turizm broşürlerinden, şarkı sözlerinden, müzisyen ve prodüktörlerle yapılan söyleşilerden ve daha bir sürü kaynaktan yararlanıyor. (Arka kapaktan)
Dick Hebdige, bu müzik türleriyle Afrika müzikleri arasındaki geçişler ve değişimleri kölelerin günlük yaşam pratikleri, ritimler, çalgılar ve danslardan örneklerle gösterilen XX. yüzyıl popüler müzik tarihinin Afrika ve Karayip eksenli bir versiyonunu sunuyor. Afrika'dan koparılıp köle olarak satılan Kunta Kinte'den Jamaika'daki Rastafaryanlara, ses sistemlerine, soru-cevap örüntüsünü kullanan dj'lerin dub ve talk overlarına, müziğin yanı sıra bir giyim kuşam modası da yaratan rap ve hip hop'un ortaya çıktığı İngiltere ve Amerika'ya uzanan bir tarih bu...
Reggae müziğinin dinsel ayin ve vaazlardan, İncil'deki anlatılardan neler ödünç aldığını; Rastafaryaların hangi koşullarda ortaya çıktığını; ses sistemi, kayıt ve radyo teknolojisindeki değişikliklerin müziğin üretim ve alımlanışını nasıl değiştirdiğini; Clash, Slits, Eric Clapton gibi grup ve şarkıcıların reggae gibi siyahların müzikleriyle nasıl buluştuğunu gözler önüne seriyor.
Hebdige, bu müzik türleri arasındaki ilişkileri anlatırken metinlerarası bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Bir “hipertext”i andıran kitabında, bir “merkez” olamayacağını göstermek istercesine gazete ilanlarından, turizm broşürlerinden, şarkı sözlerinden, müzisyen ve prodüktörlerle yapılan söyleşilerden ve daha bir sürü kaynaktan yararlanıyor. (Arka kapaktan)