Kıbrıs'taki ağıtları okuduğumuz zaman da, geçmişte yaşanmış bu olayları yeniden yaşamış gibi oluruz.
Boratav : "...Ağıtlar insanlığın ortak acısını canlı biçimde anlatan yazınsal metinlerdir. Ağıt, bir ölüm üzerine belli bir geleneğe uyularak yapılan törenlerde yakılmış ve söylenmiş, bir de böyle bir törende yakıldığı halde sonra da anılarda yaşayan türkü olarak iki anlama gelir" demektedir. (Boratav, 1982.II:471)
Kıbrıs Türk Halk Edebiyatı'nda türkü,destan adlarıyla adlandırılan ağıtlar, Kıbrıs Rum Halk Edebiyatı'nda "Travuthi" adıyla söylenmektedir. Çünkü Rumlarda ağıt için ayrı bir sözcük kullanılmamaktadır, bu nedenle "Travuthi" sözcüğü destan, türkü, şarkı, ağıt için kullanılmaktadır.
Ali Öztürk: "...bir ağıtın söylenebilmesi için aşağıdaki şartların bir arada ve bir bütün olarak bulunması gerektiğini belirtir.
l - Ölümün trajik bir olay içerisinde meydana gelmesi
2- Ölen kişinin (kadın veya erkek) mutlaka bazı özelliklere sahip olması
a- Çevrenin ve akranlarının sevgi ve takdirini kazanması
b- Seçkin bir kişiliğe sahip olması" (Öztürk, 1986:383).
Bu bağlamda Kıbrıs Türk ve Rum Halk Edebiyatı'ndaki ağıtlar; yukarıda saymış olduğumuz özelliklerin çoğunu içerirken, ayrıca toplumun belleğinde yer etmiş, halktan kişilerin arkasından da, "Biğidarisler" ağıt yakmışlardır. Hatta ölmezden önce, bu insanları yani "Biğidarisleri" bizzat çağırdıklarını ve topluma, gençlere bir ders vermek amacıyla, kendileri için ağıt yakmalarım istedikleri görülmüştür. Ağıtları okuduğumuz zaman, toplumun ve kişilerin üzerinde, çok büyük etkiler bıraktığını görmekteyiz.
İşte bizim ele aldığımız ağıtları söyleyip, broşür olarak basıp-satan Kıbrıslı Rum ve Türk ozanlar, asılan, öldürülen tüm bu insanlar için ne kadar üzüldüklerini, etkilendiklerini ağıtların içerisinde belli etmektedirler. (Giriş'ten)
Kıbrıs'taki ağıtları okuduğumuz zaman da, geçmişte yaşanmış bu olayları yeniden yaşamış gibi oluruz.
Boratav : "...Ağıtlar insanlığın ortak acısını canlı biçimde anlatan yazınsal metinlerdir. Ağıt, bir ölüm üzerine belli bir geleneğe uyularak yapılan törenlerde yakılmış ve söylenmiş, bir de böyle bir törende yakıldığı halde sonra da anılarda yaşayan türkü olarak iki anlama gelir" demektedir. (Boratav, 1982.II:471)
Kıbrıs Türk Halk Edebiyatı'nda türkü,destan adlarıyla adlandırılan ağıtlar, Kıbrıs Rum Halk Edebiyatı'nda "Travuthi" adıyla söylenmektedir. Çünkü Rumlarda ağıt için ayrı bir sözcük kullanılmamaktadır, bu nedenle "Travuthi" sözcüğü destan, türkü, şarkı, ağıt için kullanılmaktadır.
Ali Öztürk: "...bir ağıtın söylenebilmesi için aşağıdaki şartların bir arada ve bir bütün olarak bulunması gerektiğini belirtir.
l - Ölümün trajik bir olay içerisinde meydana gelmesi
2- Ölen kişinin (kadın veya erkek) mutlaka bazı özelliklere sahip olması
a- Çevrenin ve akranlarının sevgi ve takdirini kazanması
b- Seçkin bir kişiliğe sahip olması" (Öztürk, 1986:383).
Bu bağlamda Kıbrıs Türk ve Rum Halk Edebiyatı'ndaki ağıtlar; yukarıda saymış olduğumuz özelliklerin çoğunu içerirken, ayrıca toplumun belleğinde yer etmiş, halktan kişilerin arkasından da, "Biğidarisler" ağıt yakmışlardır. Hatta ölmezden önce, bu insanları yani "Biğidarisleri" bizzat çağırdıklarını ve topluma, gençlere bir ders vermek amacıyla, kendileri için ağıt yakmalarım istedikleri görülmüştür. Ağıtları okuduğumuz zaman, toplumun ve kişilerin üzerinde, çok büyük etkiler bıraktığını görmekteyiz.
İşte bizim ele aldığımız ağıtları söyleyip, broşür olarak basıp-satan Kıbrıslı Rum ve Türk ozanlar, asılan, öldürülen tüm bu insanlar için ne kadar üzüldüklerini, etkilendiklerini ağıtların içerisinde belli etmektedirler. (Giriş'ten)