#smrgSAHAF Kitabu 'İlmi'l-Musiki'ala vechi'l-Hurufat = Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı 2 Cilt TAKIM - 2001

Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Sanat Dizisi
ISBN-10:
9750801679
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Hazırlayan:
Yalçın Tura
Stok Kodu:
1199029108
Boyut:
24x30
Sayfa Sayısı:
1023 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001
Kapak Türü:
Ciltli Kutulu
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199029108
415198
Kitabu 'İlmi'l-Musiki'ala vechi'l-Hurufat = Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı 2 Cilt TAKIM -        2001
Kitabu 'İlmi'l-Musiki'ala vechi'l-Hurufat = Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı 2 Cilt TAKIM - 2001 #smrgSAHAF
0.00
Kitabu İlmil Musiki ala Vechil Hurufat = Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı
Cilt 1: İnceleme - Edvar (Tıpkıbasım-Çevriyazı-Çeviri-Notlar) 240 s.
Cilt 2: Notalar (Tıpkıbasım-Çeviri-Notlar) 695 s.
CD I: Kendi eserleri
CD II: Seçme eserler

İnsanoğlu, eski yazıt ve kitaplarda, o gün için artık okuyanı yazanı kalmamış yazıları çözmek, belli bir düzen içinde uç uca, yan yana getirilmiş özel işaretleri konuşturmak gibi yıllar alabilecek; hatta kuşaktan kuşağa güçlükleri azalarak aktarılacak uğraşlar içinde olmuş. Bu, yeryüzünün mirasına sahip çıkan insanın biraz da kendini daha iyi tanıma ve tanıtma uğruna üstlendiği bir görev, bir sorumluluk...

Böylesi bilmecelerden biri de Kantemiroğlu'nun (1673 - 1723) 'Kitabu 'İlmi'l - Musiki 'ala vechi'l - Hurufat' (Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı) adlı eseriydi. Kendine özgü bir dili ve anlatım biçimi olan musiki alanında, 'dili' bugüne kadar yeterince ve bütünüyle çözümlenememiş bu eser, Türk okurunun yabancısı olmasa da meçhulüydü.

Besteci ve musiki tarihi araştırmacısı müzikolog Yalçın Tura, Türk müziğinin ilk yazılı kaynaklarından olan bu kitabı anlaşılır kılmak için çeyrek yüzyıl önce çıktığı bir yolculuğu noktalarken, Kantemiroğlu'nun kısa ve serüven dolu yaşamının bizim için önemli olan iki ürününden birini 'meçhul' kalmaktan kurtardı.

Nazariyat' ve 'Nota' bölümleri ayrı ayrı ciltler halinde çevriyazı, sadeleştirilmiş metin ve tıpkıbasım olarak kitaplaşan bu 'dev eser', eski ve gecikmiş bir 'ses kaynağı' olarak zorlu bir hazırlık döneminin ardından, seçme parçalardan oluşan iki CD ile birlikte bizimle buluştu.

Türk müziğinin gelişmesi açısından önemli olduğunu söyleyen Tura, Türk musikisi hayranı olan Eflak Prensi ve Enderun öğrencisi Dimitri Kantemir'in, eserinde, bu müziğin bilimsel yanının ihmal edildiğini kaydetti. Dimitri Kantemir'in 18. yüzyılda kendi geliştirdiği nota sistemiyle dönemin Türk musikisi repertuvarını notaya, musiki üzerine düşüncelerini ve kuramsal çalışmalarını da kağıda döktüğü "Kitabu 'İlmi'l-Musiki'ala vechi'l-Hurufat" adlı eseri, Türk musikisinin temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor.

Boğdan Prensi Dimitrie Cantemir (1673-1723)'in İstanbul'da edindiği bilgi birikiminin ve eriştiği müzikal olgunluğun aktarımı olarak görülebilecek yapıt kısaca "Kantemiroğlu Edvarı" olarak da bilinmektedir. Besteci ve müzikolog Yalçın Tura tarafından sadeleştirilerek derlenen ve "Musikiyi Harflerle Tespit ve İcra İlminin Kitabı" adıyla Türkçeleştirilen kitap, "Nazariyat" ve "Nota" olarak iki bölümden oluşuyor. Nazariyât bölümü dokuz "bâb"dan oluşurken, nota örnekleri kısmı ise peşrevler ve semailer olmak üzere (sonraları yeni eserlerin eklenmesiyle ayrımları belirsizleşen) iki bölümden oluşmaktadır.

Kantemiroğlu kendinden önceki kuramcılardan oldukça farklı bir yol izleyerek müziği felsefi ve sembolik bağlamından bağımsız bir temelde ele almıştır. Kitabın nazariyât ile ilgili ilk kısmı incelendiğinde perdelere dayalı, daireler yerine sözlü tarif içeren analitik ve işlevsel bir makam anlatımı, yine perdelere dayalı bir makam sınıflandırması, tam ve yarım perde ayrımı, ud yerine tanbur üzerinden perde tarifi gibi yenilikçi yöntemlerle karşılaşılmaktadır. Bu yenilikçi tavır Kantemir'in eserini önceki yüzyılların edvarlarından ve diğer kuramsal çalışmalarından farklılaştırmış ve öncül bir yer edinmesini sağlamıştır. Sonraki dönemlerde eser veren pek çok kuramcının Kantemir'in yolunu izlemesi bu durumun kanıtıdır.

Kitabın ikinci bölümündeki notalar Kantemir'in icadı olan, harflere dayalı bir nota sistemi ile yazılmıştır. Yalçın Tura'nın incelediği Kantemiroğlu Edvarı Hüseyin Sadettin Arel tarafından İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kitaplığı'na bağışlanan 2768 katalog numaralı nüshadır ve bizzat müellifinin elinden çıkan en geniş kapsamlı nüsha olduğu tahmin edilmektedir.

Kitabu İlmil Musiki ala Vechil Hurufat = Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı
Cilt 1: İnceleme - Edvar (Tıpkıbasım-Çevriyazı-Çeviri-Notlar) 240 s.
Cilt 2: Notalar (Tıpkıbasım-Çeviri-Notlar) 695 s.
CD I: Kendi eserleri
CD II: Seçme eserler

İnsanoğlu, eski yazıt ve kitaplarda, o gün için artık okuyanı yazanı kalmamış yazıları çözmek, belli bir düzen içinde uç uca, yan yana getirilmiş özel işaretleri konuşturmak gibi yıllar alabilecek; hatta kuşaktan kuşağa güçlükleri azalarak aktarılacak uğraşlar içinde olmuş. Bu, yeryüzünün mirasına sahip çıkan insanın biraz da kendini daha iyi tanıma ve tanıtma uğruna üstlendiği bir görev, bir sorumluluk...

Böylesi bilmecelerden biri de Kantemiroğlu'nun (1673 - 1723) 'Kitabu 'İlmi'l - Musiki 'ala vechi'l - Hurufat' (Musikiyi Harflerle Tesbit ve İcra İlminin Kitabı) adlı eseriydi. Kendine özgü bir dili ve anlatım biçimi olan musiki alanında, 'dili' bugüne kadar yeterince ve bütünüyle çözümlenememiş bu eser, Türk okurunun yabancısı olmasa da meçhulüydü.

Besteci ve musiki tarihi araştırmacısı müzikolog Yalçın Tura, Türk müziğinin ilk yazılı kaynaklarından olan bu kitabı anlaşılır kılmak için çeyrek yüzyıl önce çıktığı bir yolculuğu noktalarken, Kantemiroğlu'nun kısa ve serüven dolu yaşamının bizim için önemli olan iki ürününden birini 'meçhul' kalmaktan kurtardı.

Nazariyat' ve 'Nota' bölümleri ayrı ayrı ciltler halinde çevriyazı, sadeleştirilmiş metin ve tıpkıbasım olarak kitaplaşan bu 'dev eser', eski ve gecikmiş bir 'ses kaynağı' olarak zorlu bir hazırlık döneminin ardından, seçme parçalardan oluşan iki CD ile birlikte bizimle buluştu.

Türk müziğinin gelişmesi açısından önemli olduğunu söyleyen Tura, Türk musikisi hayranı olan Eflak Prensi ve Enderun öğrencisi Dimitri Kantemir'in, eserinde, bu müziğin bilimsel yanının ihmal edildiğini kaydetti. Dimitri Kantemir'in 18. yüzyılda kendi geliştirdiği nota sistemiyle dönemin Türk musikisi repertuvarını notaya, musiki üzerine düşüncelerini ve kuramsal çalışmalarını da kağıda döktüğü "Kitabu 'İlmi'l-Musiki'ala vechi'l-Hurufat" adlı eseri, Türk musikisinin temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor.

Boğdan Prensi Dimitrie Cantemir (1673-1723)'in İstanbul'da edindiği bilgi birikiminin ve eriştiği müzikal olgunluğun aktarımı olarak görülebilecek yapıt kısaca "Kantemiroğlu Edvarı" olarak da bilinmektedir. Besteci ve müzikolog Yalçın Tura tarafından sadeleştirilerek derlenen ve "Musikiyi Harflerle Tespit ve İcra İlminin Kitabı" adıyla Türkçeleştirilen kitap, "Nazariyat" ve "Nota" olarak iki bölümden oluşuyor. Nazariyât bölümü dokuz "bâb"dan oluşurken, nota örnekleri kısmı ise peşrevler ve semailer olmak üzere (sonraları yeni eserlerin eklenmesiyle ayrımları belirsizleşen) iki bölümden oluşmaktadır.

Kantemiroğlu kendinden önceki kuramcılardan oldukça farklı bir yol izleyerek müziği felsefi ve sembolik bağlamından bağımsız bir temelde ele almıştır. Kitabın nazariyât ile ilgili ilk kısmı incelendiğinde perdelere dayalı, daireler yerine sözlü tarif içeren analitik ve işlevsel bir makam anlatımı, yine perdelere dayalı bir makam sınıflandırması, tam ve yarım perde ayrımı, ud yerine tanbur üzerinden perde tarifi gibi yenilikçi yöntemlerle karşılaşılmaktadır. Bu yenilikçi tavır Kantemir'in eserini önceki yüzyılların edvarlarından ve diğer kuramsal çalışmalarından farklılaştırmış ve öncül bir yer edinmesini sağlamıştır. Sonraki dönemlerde eser veren pek çok kuramcının Kantemir'in yolunu izlemesi bu durumun kanıtıdır.

Kitabın ikinci bölümündeki notalar Kantemir'in icadı olan, harflere dayalı bir nota sistemi ile yazılmıştır. Yalçın Tura'nın incelediği Kantemiroğlu Edvarı Hüseyin Sadettin Arel tarafından İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kitaplığı'na bağışlanan 2768 katalog numaralı nüshadır ve bizzat müellifinin elinden çıkan en geniş kapsamlı nüsha olduğu tahmin edilmektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat