İstanbul, Millingen için hayatını adadığı büyük keşfin sırlarını saklayan bir eski zaman müzesidir. 19. yüzyıl sonlarında Roma, Bizans ve Klasik Osmanlı kültürlerini birarada sergileyebilen bu ayrıcalıklı şehir, aynı zamanda Millingen'e araştırmalarına destek çıkan toplumsal bir çevrenin olanaklarını da sunmuştur.
Konstantinople, 1906'da Londra'da basılmıştır. Diğer araştırmalarına oranla popüler niteliği ilk anda ön plana çıkan bu çalışma, bir bakıma resimli İstanbul kitapları geleneğinin başarılı bir örneğidir. Öncelikle bir yazar ile bir ressamı, dünya kültür tarihine damgasını vurmuş bir şehrin gündelik hayatı içinde buluşturmayı amaçlamaktadır. Kitap; Millingen'in metni ile Warwick Goble'ın suluboya resimlerinden oluşan bir İstanbul panoramasını oluşturur. Sonraki üç bölüm bütünüyle İstanbul'un kara ve deniz surlarına ayrılmış, hu savunma yapıları boyunca yer alan şehir kapıları, askeri binalar ve Bizans saraylarına ait kalıntılar, dönemin siyasî olayları ışığında incelenmiştir. Millingen, kitabının yedinci ve dokuzuncu bölümleri arasında Bizans kiliselerini inceler ve böylece burada ele aldığı dinî yapılar, 1912'de yayımlayacağı Byzantine Churches in Constantinople'un da zeminini oluşturur. Kitabın onuncu bölümü, Osmanlı İstanbulu üzerine yapılmış genel bir değerlendirme niteliğini taşımaktadır. Onbirinci bölüm, İstanbul'un dini kültürünü kapsar. Constantinople'un ikinci bölümü, değişim sürecindeki kadının gündelik hayata katılış biçimlerini ele alır ve kitap bir "Epilogue" ile son bulur.
Millingen, Constantinople'da tarihsel topografyadan sosyal tarihe uzanan geniş bir konu yelpazesi üzerinde, İstanbul'u bir imparatorluk merkezi olarak değerlendirmiş, kendisinin de katıldığı bu son derece ilginç kültür yolculuğunu, çağdaş bir şehir efsanesi yaratarak tamamlamıştır. (Arka kapaktan)
İstanbul, Millingen için hayatını adadığı büyük keşfin sırlarını saklayan bir eski zaman müzesidir. 19. yüzyıl sonlarında Roma, Bizans ve Klasik Osmanlı kültürlerini birarada sergileyebilen bu ayrıcalıklı şehir, aynı zamanda Millingen'e araştırmalarına destek çıkan toplumsal bir çevrenin olanaklarını da sunmuştur.
Konstantinople, 1906'da Londra'da basılmıştır. Diğer araştırmalarına oranla popüler niteliği ilk anda ön plana çıkan bu çalışma, bir bakıma resimli İstanbul kitapları geleneğinin başarılı bir örneğidir. Öncelikle bir yazar ile bir ressamı, dünya kültür tarihine damgasını vurmuş bir şehrin gündelik hayatı içinde buluşturmayı amaçlamaktadır. Kitap; Millingen'in metni ile Warwick Goble'ın suluboya resimlerinden oluşan bir İstanbul panoramasını oluşturur. Sonraki üç bölüm bütünüyle İstanbul'un kara ve deniz surlarına ayrılmış, hu savunma yapıları boyunca yer alan şehir kapıları, askeri binalar ve Bizans saraylarına ait kalıntılar, dönemin siyasî olayları ışığında incelenmiştir. Millingen, kitabının yedinci ve dokuzuncu bölümleri arasında Bizans kiliselerini inceler ve böylece burada ele aldığı dinî yapılar, 1912'de yayımlayacağı Byzantine Churches in Constantinople'un da zeminini oluşturur. Kitabın onuncu bölümü, Osmanlı İstanbulu üzerine yapılmış genel bir değerlendirme niteliğini taşımaktadır. Onbirinci bölüm, İstanbul'un dini kültürünü kapsar. Constantinople'un ikinci bölümü, değişim sürecindeki kadının gündelik hayata katılış biçimlerini ele alır ve kitap bir "Epilogue" ile son bulur.
Millingen, Constantinople'da tarihsel topografyadan sosyal tarihe uzanan geniş bir konu yelpazesi üzerinde, İstanbul'u bir imparatorluk merkezi olarak değerlendirmiş, kendisinin de katıldığı bu son derece ilginç kültür yolculuğunu, çağdaş bir şehir efsanesi yaratarak tamamlamıştır. (Arka kapaktan)