#smrgKİTABEVİ Külhan - 2023
En fazla ne olabilirdi, yanabilirlerdi. Ateşten korkmuyorlardı ki yanmaktan neden korksunlardı? En fazla ne olabilirdi, suya ulaşamazlardı. Susuzluktan korkmuyorlardı ki, onlarınki zaten müzmin susuzluktu. En fazla ne olabilirdi, gölgeliğe varamazlardı. Kuyunun dibinden geliyorlardı, zaten gözleri de karanlığa alışkındı. En fazla ne olabilirdi ki, silinip giderlerdi bir gölge gibi. Kimse onlardan bahsetmemişti ki zaten. Ne bir romanları yazılmış ne bir filmleri çekilmişti. Sanki hepsi “Bizim Çocuklar” müstearının içinde kimliksiz yaşıyorlardı. Yazılmak gibi bir dertleri yoktu ki silinip gitmek umurlarında olsundu.
Mumdan gemilere binmişler, ateş denizinde ilerliyorlardı. Yanmak, erimek ve ateş denizinde kor olmak mukadderattı onlar için…
***
Adnan İslamoğulları Külhan'da yalnızca ülkücü-milliyetçi camianın röntgenini çekmekle kalmıyor, aynı zamanda “Yeni Türkiye”nin parke taşlarının nasıl döşendiğini de gözler önüne seriyor. Kuyu'nun karanlığı ile Külhan'ın ateşi arasında bırakılan Türk milliyetçiliğinin dramatik siyasal serencamını tıpkı uzun metraj, siyah-beyaz bir film gibi yine ustalıkla işlerken, büyük bir özenle ördüğü romanının sahici karakterlerine yine ustalıkla ruh üflemeyi ihmal etmiyor. Zengin Türkçesi ve şahane üslubuyla okurunu bir dil şöleninin içerisinde ağırlıyor âdeta.
En fazla ne olabilirdi, yanabilirlerdi. Ateşten korkmuyorlardı ki yanmaktan neden korksunlardı? En fazla ne olabilirdi, suya ulaşamazlardı. Susuzluktan korkmuyorlardı ki, onlarınki zaten müzmin susuzluktu. En fazla ne olabilirdi, gölgeliğe varamazlardı. Kuyunun dibinden geliyorlardı, zaten gözleri de karanlığa alışkındı. En fazla ne olabilirdi ki, silinip giderlerdi bir gölge gibi. Kimse onlardan bahsetmemişti ki zaten. Ne bir romanları yazılmış ne bir filmleri çekilmişti. Sanki hepsi “Bizim Çocuklar” müstearının içinde kimliksiz yaşıyorlardı. Yazılmak gibi bir dertleri yoktu ki silinip gitmek umurlarında olsundu.
Mumdan gemilere binmişler, ateş denizinde ilerliyorlardı. Yanmak, erimek ve ateş denizinde kor olmak mukadderattı onlar için…
***
Adnan İslamoğulları Külhan'da yalnızca ülkücü-milliyetçi camianın röntgenini çekmekle kalmıyor, aynı zamanda “Yeni Türkiye”nin parke taşlarının nasıl döşendiğini de gözler önüne seriyor. Kuyu'nun karanlığı ile Külhan'ın ateşi arasında bırakılan Türk milliyetçiliğinin dramatik siyasal serencamını tıpkı uzun metraj, siyah-beyaz bir film gibi yine ustalıkla işlerken, büyük bir özenle ördüğü romanının sahici karakterlerine yine ustalıkla ruh üflemeyi ihmal etmiyor. Zengin Türkçesi ve şahane üslubuyla okurunu bir dil şöleninin içerisinde ağırlıyor âdeta.