İngiliz filozof ve siyaset kuramcısı Thomas Hobbes'un (1588-1679) başyapıtı kabul edilen Levithan, özellikle, bir “din ve dünya devleti”nin oluşturulmasında bireyler arası toplumsal sözleşmeye verdiği önem ve ahlak kurallarını tamamen laik ve doğal bir temele oturtuşuyla dikkat çeker. Hobbes, 1651'de yayımladığı bu kitabında, “Tanrı'nın buyrukları” olan doğa yasalarından yola çıkarak, ideal devletin oluşturulması yollarını gösterir; ayrıca hem dinsel, hem de toplumsal-eğitimsel gerekçelerle çağının üniversite sistemine eleştiriler yöneltir. Leviathan, Batı siyaset biliminde Machiavelli'nin Hükümdar'ı ölçüsünde önemli bir başyapıttır.
Hobbes bir ütopyalar çağının çocuğu ve ürünüdür. Yurrtaşı ve bu türe adını veren eserin sahibi Thomas Morus bir yana, Campanella gibi daha birçok ütopyacı bu döneme damgasını vurmuştur. Her ütopya, bir cennet veya bir cehennem senaryosudur ve modelini, haritada tarra incognita diye gösterilen yerlerden alır. XVI. yüzyıl ütoplarının terra incognita'sı Amerika olumuştur, tıpkı daha önceki yüzyıllarınkilerin bilinmeyen Asya olduğu gibi. Aydınlanma'nınkiler ise Güney denizleri ve Afrika olacaktır. Geçiş dönemi insanı olan Hobbes'un zamanında, Amerika artık yeteri kadar tanınmakta ve incognita'lıktan cognita'lığa geçmekte, ama buna karşılık Güney denizleri ve Afrika henüz hayallerde bile yer almamaktadır. Hobbes'un ütopyasının atıf noktası olan doğal durum soyutlaması, bir cehennem tasvir etmek zorunda kalmıştır. Eşit, ama güvenlikten yoksun insanların ortamı, tek başına ve toplumdan yoksun insanların alemi, "homo homini lupus".