18. - 19. yüzyıllarda Antalya ve çevresinin tarihi ve arkelojisi ile ilgili öncü bilimsel çalışmaları "Çeviri Dizisi" adı altında Türkçeye kazandırma projesinin geçtiğimiz yıllarda yayınlanan F. Beaufort'un "Kahramanya"sı ile K. Graf von Lanckoron'ski'nin "Pamphylia ve Pisidia Kentleri" başlıklı iki kitabı büyük ilgi ve beğeni toplamıştı.
Projenin yürütücüsü olan Kayhan Dörtlük ve çalışma arkadaşlarına, eseri dizimize kazandıran Doğan Türker'e, Vehbi Koç Vakfı yönetimine ve okuyucuyla buluşmasında emeği geçen herkese içten teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Sir Charles Fellows'un Ksanthos'ta bulduğu Likya'nın görkemli mermer anıtlarını yerlerinden söküp Londra'ya taşımak amacıyla 1842 yılı Ocak ayının başında Ksanthos önlerinde demirleyen İngiliz Kraliyet Donanması'na bağlı Beacon adlı gemide Doğa bilimcisi T. A. B. Spratt, su ve jeoloji alanlarında uzman yüzbaşı E. Forbes ile antikite hakkında geniş bilgi sahibi Rahip E. T. Daniell'de bulunmaktaydı. Bir süre sonra geminin bu iş için yeterli olmadığı anlaşıldığında, ortaya çıkan bekleme sürecini değerlendirmek üzere, Kaptan Graves tarafından her üçüne de “Küçük Asya'nın eski yöreleri arasında en ilginçlerinden biri hakkındaki bilgiyi tamamlamak” görevi verilir. Aralarındaki iş bölümü ve çalışma programı çerçevesinde yürütülen bu çetin görevin ifasında, Likya, Pamfilya ve Pisidya bölgeleri geniş ölçüde taranır, Antik Çağ'a ait bilinen, bilinmeyen birçok yerleşim alanı bulunur, lokalizasyonları yapılır, bunlar belgelenir, “koşulların izin verdiği ölçüde özenle” plânları, haritaları çizilir. Likya halkı ve dilleri üzerine fikirler üretilir, yazıtları kopyalanır ve okunmaya çalışılır, sikkeleri yorumlanır. Bölgenin doğal tarihi ile kara ve tatlı su hayvanları, kıyıları, denizlerinin zoolojisi, botaniği, jeolojisi üzerine kapsamlı araştırmalar yapılır.
Metnin arasına yer yer sıkıştırılmış, bölgenin insan manzaraları ve sosyal dokusuna ilişkin ilginç gözlemler kitaba ayrı bir renk katarken; “uzaktaki bir ülkenin ulusal müzesini süslemek” amacıyla Likya'nın “eski heybetinin kalıntılarını içinde taşıyan yetmiş ile seksen arasında kocaman kasanın, bazıları İngiliz gemiciler, öbürleri Türklerin güttüğü öküzler tarafından çekilen dubalar ve arabalarla” İngiliz Kraliyet Donanması'na ait gemilere yüklenmesini yansıtan övünç tümceleri ise okuyucuyu düşündürecek, üzecek ve yerindirecek niteliktedir.
18. - 19. yüzyıllarda Antalya ve çevresinin tarihi ve arkelojisi ile ilgili öncü bilimsel çalışmaları "Çeviri Dizisi" adı altında Türkçeye kazandırma projesinin geçtiğimiz yıllarda yayınlanan F. Beaufort'un "Kahramanya"sı ile K. Graf von Lanckoron'ski'nin "Pamphylia ve Pisidia Kentleri" başlıklı iki kitabı büyük ilgi ve beğeni toplamıştı.
Projenin yürütücüsü olan Kayhan Dörtlük ve çalışma arkadaşlarına, eseri dizimize kazandıran Doğan Türker'e, Vehbi Koç Vakfı yönetimine ve okuyucuyla buluşmasında emeği geçen herkese içten teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Sir Charles Fellows'un Ksanthos'ta bulduğu Likya'nın görkemli mermer anıtlarını yerlerinden söküp Londra'ya taşımak amacıyla 1842 yılı Ocak ayının başında Ksanthos önlerinde demirleyen İngiliz Kraliyet Donanması'na bağlı Beacon adlı gemide Doğa bilimcisi T. A. B. Spratt, su ve jeoloji alanlarında uzman yüzbaşı E. Forbes ile antikite hakkında geniş bilgi sahibi Rahip E. T. Daniell'de bulunmaktaydı. Bir süre sonra geminin bu iş için yeterli olmadığı anlaşıldığında, ortaya çıkan bekleme sürecini değerlendirmek üzere, Kaptan Graves tarafından her üçüne de “Küçük Asya'nın eski yöreleri arasında en ilginçlerinden biri hakkındaki bilgiyi tamamlamak” görevi verilir. Aralarındaki iş bölümü ve çalışma programı çerçevesinde yürütülen bu çetin görevin ifasında, Likya, Pamfilya ve Pisidya bölgeleri geniş ölçüde taranır, Antik Çağ'a ait bilinen, bilinmeyen birçok yerleşim alanı bulunur, lokalizasyonları yapılır, bunlar belgelenir, “koşulların izin verdiği ölçüde özenle” plânları, haritaları çizilir. Likya halkı ve dilleri üzerine fikirler üretilir, yazıtları kopyalanır ve okunmaya çalışılır, sikkeleri yorumlanır. Bölgenin doğal tarihi ile kara ve tatlı su hayvanları, kıyıları, denizlerinin zoolojisi, botaniği, jeolojisi üzerine kapsamlı araştırmalar yapılır.
Metnin arasına yer yer sıkıştırılmış, bölgenin insan manzaraları ve sosyal dokusuna ilişkin ilginç gözlemler kitaba ayrı bir renk katarken; “uzaktaki bir ülkenin ulusal müzesini süslemek” amacıyla Likya'nın “eski heybetinin kalıntılarını içinde taşıyan yetmiş ile seksen arasında kocaman kasanın, bazıları İngiliz gemiciler, öbürleri Türklerin güttüğü öküzler tarafından çekilen dubalar ve arabalarla” İngiliz Kraliyet Donanması'na ait gemilere yüklenmesini yansıtan övünç tümceleri ise okuyucuyu düşündürecek, üzecek ve yerindirecek niteliktedir.