#smrgSAHAF Manet'den Picasso'ya 20 Çağdaş Ressam ve Ötekiler - 1966

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Tan Matbaası
Hazırlayan:
Adli Moran
Stok Kodu:
1199073647
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
138 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1966
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199073647
459536
Manet'den Picasso'ya 20 Çağdaş Ressam ve Ötekiler -        1966
Manet'den Picasso'ya 20 Çağdaş Ressam ve Ötekiler - 1966 #smrgSAHAF
0.00
Zaten bu kitap çağdaş ressamlar konusunda sadece bir özettir. Cezanne, Manet. Van Gogh, Picasso ve öteki ressamlar üzerine 1000-1500 sayfalık kitaplar yazılmıştır. Ve dünya durdukça daha çok kitap yazılacaktır. Bunu söylememde bir amaç var: resim sanatı ve ressamlar üzerine Türkiye'de yayınlanan kitap ve yazıların sayısı çok düşüktür. Çok üzücü ve yüz kızartıcı bir şeydir bu. Memleketimizde resim hâlâ burjuvaların ve "mutlu azınlığın" tekelindedir. Oysa öteki sanatlar gibi resim sanatı da toplum içindir, toplum yararınadır: Ama toplumun, kısacası halkın resim gibi gözle yani doğrudan doğruya canlı bir organla ilişkisi olan bir sanata yakınlık gösterebilmesi, sinemaya gider gibi, radyo dinler gibi sergileri ve resim gösterilerini izlemesi sağlanmalıdır. Bunu kim yapar? Elbette sanatçıların kendileri ve resim sanatını halka tanıtmak ve sevdirmekle görevli eleştirmeciler. Bir de Devlet var. Ama Muller'in de dediği gibi toplumdaki çoğunluk eskiye bağlıysa ve Devlet de gerekli uygarlığı bu topluma yaraşır bulmuyorsa ilk ve son görev gene sanatçıya ve eleştirmeciye düşer. Bu bakımdan ikisinin de çağımızda toplumcu olması gerekmektedir. (Önsözden)
Zaten bu kitap çağdaş ressamlar konusunda sadece bir özettir. Cezanne, Manet. Van Gogh, Picasso ve öteki ressamlar üzerine 1000-1500 sayfalık kitaplar yazılmıştır. Ve dünya durdukça daha çok kitap yazılacaktır. Bunu söylememde bir amaç var: resim sanatı ve ressamlar üzerine Türkiye'de yayınlanan kitap ve yazıların sayısı çok düşüktür. Çok üzücü ve yüz kızartıcı bir şeydir bu. Memleketimizde resim hâlâ burjuvaların ve "mutlu azınlığın" tekelindedir. Oysa öteki sanatlar gibi resim sanatı da toplum içindir, toplum yararınadır: Ama toplumun, kısacası halkın resim gibi gözle yani doğrudan doğruya canlı bir organla ilişkisi olan bir sanata yakınlık gösterebilmesi, sinemaya gider gibi, radyo dinler gibi sergileri ve resim gösterilerini izlemesi sağlanmalıdır. Bunu kim yapar? Elbette sanatçıların kendileri ve resim sanatını halka tanıtmak ve sevdirmekle görevli eleştirmeciler. Bir de Devlet var. Ama Muller'in de dediği gibi toplumdaki çoğunluk eskiye bağlıysa ve Devlet de gerekli uygarlığı bu topluma yaraşır bulmuyorsa ilk ve son görev gene sanatçıya ve eleştirmeciye düşer. Bu bakımdan ikisinin de çağımızda toplumcu olması gerekmektedir. (Önsözden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat