Nişanlısından yeni ayrılmış Belkıs ile onu teselli etmeye çalışan arkadaşı Hayriye; yeni bir lokanta açmak için kolları sıvayan Salim Bey ile tabelasını takmak için gelen usta; kocasının ardından ta İtalyalara giden ve yaprak sarmaya orada da devam eden Meltem Abla; İzmir Körfezi'ndeki dalgasız denize hayran kalan ve kendi evinde yıldızların böyle görünmediğini söyleyen Maria. Gidenler, geri gelecek olanlar ve hiç gelmeyecek olanlar...
Oğuz Dinç insanları seven bir yazar. Bu dingin, duru ve sakin kitabında, insanların başlarına gelenleri anlatıyor; ama daha çok iç yaşantılarla ilgileniyor: umutlarla, hayallerle ve düş kırıklıklarıyla...
Öykülerin çoğu, günümüzde, bildik bir yerlerde geçiyorsa da, kitabın bütünü bizleri, hayatın daha az dalgalı ve yıldızların daha parlak olduğu, artık pek kolay bulunmayan günlere götürüyor.
Nişanlısından yeni ayrılmış Belkıs ile onu teselli etmeye çalışan arkadaşı Hayriye; yeni bir lokanta açmak için kolları sıvayan Salim Bey ile tabelasını takmak için gelen usta; kocasının ardından ta İtalyalara giden ve yaprak sarmaya orada da devam eden Meltem Abla; İzmir Körfezi'ndeki dalgasız denize hayran kalan ve kendi evinde yıldızların böyle görünmediğini söyleyen Maria. Gidenler, geri gelecek olanlar ve hiç gelmeyecek olanlar...
Oğuz Dinç insanları seven bir yazar. Bu dingin, duru ve sakin kitabında, insanların başlarına gelenleri anlatıyor; ama daha çok iç yaşantılarla ilgileniyor: umutlarla, hayallerle ve düş kırıklıklarıyla...
Öykülerin çoğu, günümüzde, bildik bir yerlerde geçiyorsa da, kitabın bütünü bizleri, hayatın daha az dalgalı ve yıldızların daha parlak olduğu, artık pek kolay bulunmayan günlere götürüyor.