Osmanlı devlet kademelerinde görev yapmış zevatın yakın akrabalarından biri olan Cemâl-i Halvetî İslami ilimlerin pek çoğunda kesb-i hüner sahibidir. Bu yönüyle yaşadığı 15. yüzyılda Halvetilik gibi en yaygın tarikatın İstanbul'da temsilciliğini üstlenebilmiş ve kendi adıyla anılan kolunun kurucusu olmuştur. Tasavvuf tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olan Cemâl-i Halvetî'nin ilk defa yayımlanan bu eserinde, Gazzâlî'den İbnü'l-Arabî'ye irfan dünyasının pek çok büyük şahsiyetinin risaleleri şerh edilmektedir.
Cemâl-i Halvetî'nin tasavvufî yaklaşımları ile kaleme aldığı bu eser, ilahi hakikatlerin yorumu ve insan ruhunun manevî mertebeleri üzerinde kapsamlı bir işari tefsir yöntemini benimsemektedir. Zühd, ihlas, tevekkül, teslimiyet ve ilahi aşk gibi tasavvufî kavramlar, geniş bir ilmî bakış açısıyla ele alınmaktadır.
Eser, klasik tasavvuf literatürüne yeni bir katkı sunarken, Halvetî'nin işari tefsir ve tasavvufî yorumlarına da ışık tutmaktadır. İlk defa yayımlanan bu yedi risale, ilim ve marifet yolculuğunda olanlar için hem akademik bir kaynak hem de tasavvufî düşüncenin zengin mirasına açılan bir kapıdır.