Yataktan aşağı sarkmıştı kolu. Parmağına yerdeki bardağın parçası değdi, eğilip aldı. Yatağın içinde bağdaş kurdu, hâlâ bacaklarının arasından sıcak kanın beyaz geceliğine, beyaz çarşafına yumuşakça akarak dağılışını izledi. Neresinin daha çok acıdığına karar veremiyordu bir türlü. Patlayan dudağı mı, patlayan kaşı mı, rahmi mi? Kanayan yerlerinden daha çok acıyan içi mi? Cam kırığını avucunun içinde sıktı, hiç de düşündüğü kadar acımadı eli…
Yataktan aşağı sarkmıştı kolu. Parmağına yerdeki bardağın parçası değdi, eğilip aldı. Yatağın içinde bağdaş kurdu, hâlâ bacaklarının arasından sıcak kanın beyaz geceliğine, beyaz çarşafına yumuşakça akarak dağılışını izledi. Neresinin daha çok acıdığına karar veremiyordu bir türlü. Patlayan dudağı mı, patlayan kaşı mı, rahmi mi? Kanayan yerlerinden daha çok acıyan içi mi? Cam kırığını avucunun içinde sıktı, hiç de düşündüğü kadar acımadı eli…