#smrgKİTABEVİ Menderes Magnesiası Theatron = Magnesia on the Meander ( Magnesia Ad Meandrum Monografileri, No: 1 ) CİLTLİ - 2006
1984 yılında, Magnesia'daki ilk çalışma dönemimizin başında, o zamanın ören yeri bekçisi Ekrem Bayır, bizi bembeyaz mermerlerden yapılmış oturma sıralarının olduğu bir yere götürdü. Bekçinin anlattığına göre, Ekrem Bozok adında Tekinköy'lü bir vatandaş, bu blokların yanından geçerken, eşeğinin semerine asılı testi, oturma sıralarından birine çarparak kırılmış. Buna kızan vatandaş, hıncını bu mermerlerden alırcasına baltasının tersiyle bunların iki tanesinin köşelerini parçalamış. Bekçi tarafından mahkemeye verilince, cezasını da çekmiş. Biz gittiğimizde, kırılan yerler daha henüz parlaklıklarını yitirmemişlerdi. Aynı hikâyeyi Ekrem Bozok'un kendisi de anlattı. Aradan geçen otuz yıla rağmen kendisi hâlâ eşeğine sardığı testileriyle Magnesia tepelerindeki bahçesine su taşıyıp, fidanlarını suluyor. Fakat kendisi değişti, eski eserlere saygı duyuyor artık. İki sırasının sadece kırılan köşelerinin görülebildiği yer de değişti. Orası artık kocaman bir Theatron, bir "izleyici yeri" kırılan yerler de, bu büyük yapı kalıntısının içinde algılanamayacak kadar küçük birer nokta olarak gözden kayboldular. Bu kitapta, Ekrem Bayır ile Ekrem Bozok sayesinde gündeme gelmesiyle başlatılan çalışmalarla gerçekleşen bu değişimin bilimsel sonuçlarını bulacaksınız. (Sunuştan)
1984 yılında, Magnesia'daki ilk çalışma dönemimizin başında, o zamanın ören yeri bekçisi Ekrem Bayır, bizi bembeyaz mermerlerden yapılmış oturma sıralarının olduğu bir yere götürdü. Bekçinin anlattığına göre, Ekrem Bozok adında Tekinköy'lü bir vatandaş, bu blokların yanından geçerken, eşeğinin semerine asılı testi, oturma sıralarından birine çarparak kırılmış. Buna kızan vatandaş, hıncını bu mermerlerden alırcasına baltasının tersiyle bunların iki tanesinin köşelerini parçalamış. Bekçi tarafından mahkemeye verilince, cezasını da çekmiş. Biz gittiğimizde, kırılan yerler daha henüz parlaklıklarını yitirmemişlerdi. Aynı hikâyeyi Ekrem Bozok'un kendisi de anlattı. Aradan geçen otuz yıla rağmen kendisi hâlâ eşeğine sardığı testileriyle Magnesia tepelerindeki bahçesine su taşıyıp, fidanlarını suluyor. Fakat kendisi değişti, eski eserlere saygı duyuyor artık. İki sırasının sadece kırılan köşelerinin görülebildiği yer de değişti. Orası artık kocaman bir Theatron, bir "izleyici yeri" kırılan yerler de, bu büyük yapı kalıntısının içinde algılanamayacak kadar küçük birer nokta olarak gözden kayboldular. Bu kitapta, Ekrem Bayır ile Ekrem Bozok sayesinde gündeme gelmesiyle başlatılan çalışmalarla gerçekleşen bu değişimin bilimsel sonuçlarını bulacaksınız. (Sunuştan)