#smrgSAHAF Mensur Süheyl ü Nevbahar (İnceleme - Metin - Sözlük) - 2003
Süheyl ü Nevbahar hikâyesinin kaynağı Fars Edebiyatı olmasına rağmen Fars Edebiyatında bu ismi taşıyan bir eser olmadığı gibi Süheyl ve Nevbahar isimlerine mazmun olarak da rastlanmamaktadır. Dolayısıyla bu isimleri, eseri edebiyatımızda ilk defa mesnevi şeklinde kaleme alan Hoca Mesud'un kullanmış olması söz konusudur. Eser bu isimle anılmaya ve başka versiyonları ortaya konulmaya başladıktan sonra kaynağı ile veya versiyonlar arası münasebetin hangi sınırlar içinde kaldığını da tespit etmek şu an için mümkün görünmemektedir.
Yaptığımız çalışmanın öncelikli tezini, eseriyle yazarını buluşturmak teşkil etmiştir. Çünkü tezkirelerde Anadolu sahasında eser vermiş Bekayî mahlaslı dört kişiden söz edilmiştir. Üstelik eserlerinden söz edilmediği gibi üçü, bir yüzyılın ilk yarısında, yani aynı dönemde yaşamıştır.
Süheyl ü Nevbahar hikâyesi, birbirine aşık olan iki insanın kavuşabilmek için verdiği mücadeleyi içerir. Edebiyat tarihlerinin sözünü ettiği Süheyl ü Nevbahar isimli eserlerden yalnız Hoca Mesud'un mesnevisi bize kadar ulaşabilmiştir. Üzerinde çalıştığımız mensur metin Dursunzade Abdulbaki Efendi'nin (Bekayî) eseridir. Edebiyat tarihlerinde Bekayî'nin böyle bir eserinin olduğundan söz edilmediği gibi metnini transkripsiyon çalışmasıyla sunduğumuz nüshanın varlığı da şu ana kadar bilinmezliğini muhafaza etmiştir. (Önsözden)
Süheyl ü Nevbahar hikâyesinin kaynağı Fars Edebiyatı olmasına rağmen Fars Edebiyatında bu ismi taşıyan bir eser olmadığı gibi Süheyl ve Nevbahar isimlerine mazmun olarak da rastlanmamaktadır. Dolayısıyla bu isimleri, eseri edebiyatımızda ilk defa mesnevi şeklinde kaleme alan Hoca Mesud'un kullanmış olması söz konusudur. Eser bu isimle anılmaya ve başka versiyonları ortaya konulmaya başladıktan sonra kaynağı ile veya versiyonlar arası münasebetin hangi sınırlar içinde kaldığını da tespit etmek şu an için mümkün görünmemektedir.
Yaptığımız çalışmanın öncelikli tezini, eseriyle yazarını buluşturmak teşkil etmiştir. Çünkü tezkirelerde Anadolu sahasında eser vermiş Bekayî mahlaslı dört kişiden söz edilmiştir. Üstelik eserlerinden söz edilmediği gibi üçü, bir yüzyılın ilk yarısında, yani aynı dönemde yaşamıştır.
Süheyl ü Nevbahar hikâyesi, birbirine aşık olan iki insanın kavuşabilmek için verdiği mücadeleyi içerir. Edebiyat tarihlerinin sözünü ettiği Süheyl ü Nevbahar isimli eserlerden yalnız Hoca Mesud'un mesnevisi bize kadar ulaşabilmiştir. Üzerinde çalıştığımız mensur metin Dursunzade Abdulbaki Efendi'nin (Bekayî) eseridir. Edebiyat tarihlerinde Bekayî'nin böyle bir eserinin olduğundan söz edilmediği gibi metnini transkripsiyon çalışmasıyla sunduğumuz nüshanın varlığı da şu ana kadar bilinmezliğini muhafaza etmiştir. (Önsözden)