Almanya'nın Rheinland bölgesindeki Brühl kasabasında, 1891 yılında doğan Max Ernst'in çocukluğu mutsuz sayılmazdı, ama yine de beş yaşında babasının baskısından kurtulmak için evden kaçmayı denemişti. Felsefe, sanat tarihi ve psikoloji öğrenimi gördükten sonra orduda görev aldı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra komünist partinin örgütleyicilerinden Theodor Baargeld ile tanıştı ve birlikte 'Der Ventilator' adlı dergiyi çıkardılar. Kendi büyülü evrenini herkes için görünür hale getirmeye çalışan Ernst, 1919 yılında Dada'nın Köln temsilcisi olmuştu. 1920'de Hans Arp ile birlikte açtıkları serginin 'İlk Dada gösterisi' olduğu duyuruldu. Ziyaretçiler, Köln'deki bir birahanede gerçekleştirilen bu sergiye bir tuvaletten geçerek girebiliyorlardı, içerideki sürprizlerin sayısı ise daha fazlaydı. 'Berlin'deki komünistlerin Köln'deki Dadaistlerden daha az tehlikeli olduğu' ihbarını alınca polis sergiyi kapattı. 1922'de, öncü sanat akımlarının merkezi durumundaki Paris'e geçen ressam Paul Eluard ve Andre Breton ile tanışarak gerçeküstücülere katıldı ve bu anlamda resmin dilini değiştiren ilk ressam oldu.
Farklı nesnelerin birliktelikleri Düşsel görüntüler ve erotik fanteziler, gerçeküstücü ressamların sıkça başvurdukları malzemelerdi. Onlar dış dünyaya farklı bir gözle bakmış ve gördükleri şeyler arasındaki ilişkiyi ya tersyüz ederek ya da mantıksal bağlantıyı bozarak resme dönüştürmüşlerdi. İmgelerin serbest çağrışımları, farklı nesnelerin anlamlı birliktelikleri ve sanattaki hareket serbestliğini tercih eden bu ressamlar için kolaj çok uygun bir teknikti ve hararetle benimsenmişti. Ernst kendi kolajlarında boyanın yanı sıra farklı malzemeler de kullanmıştı. Yapıştırma eylemi her zaman yaratmanın bir bölümü değildi fakat ressam bu türdeki çalışmalarında sadece eski kitap ve kataloglardaki resimleri kesip yapıştırmıştı. Boyama işlemi birleşme noktalarını tamamen örtmüş ve etkileyici sonuçlara ulaşılmıştı.
Üç haftada yazılan roman Yazısız bir roman olan, ama bir çizgi-roman olmayan 'Merhamet Haftası ya da Yedi Ölümcül Element'i Max Ernst 1933 yılında İtalya'daki dostlarını ziyareti sırasında üç hafta içinde bitirmiş. Kitabın büyük bölümünde temel resimler olarak tamamlanmış hazır ilüstrasyonları, ilavelerle değiştirerek kullanmış. Bunlar 19. yüzyıl sonları popüler Fransız nesrinin kaba saba ve genellikle renkli ahşap oymaları. Konular ise, ihtiraslı aşklar, kıskançlıklar, tutku suçları ve nefret.
Ernst'in 'Merhamet Haftası' aynı zamanda dil ve kavramlardan da oluşan bir kolaj. Kitapta geleneksel 'yedi ölümcül günah' yerine 'yedi ölümcül element' yer alıyor. Elementlerin ikisi, su ve ateş geleneksel dört günaha aitken, bize yedi element sunuluyor ve bunların beşi alışılmışın dışında. Eserin her bir bölümün başında bir dadaist ya da gerçeküstücünün metinlerinden (Arp, Eluard, Tzara, Breton) ve gerçeküstücülüğün atalarından A. Jarry'den (Übü Baba) alıntılar var. 'Merhamet Haftası' Pazar günüyle ve 'çamur' elementinin örneği olarak Belfort Aslanı ile başlıyor. Bu bölümdeki birçok figürün başı aslan başı olarak tercih edilmiş. Pazartesi'nde ise 'su' elementi her resmi istila ediyor, resimde bir yatak odası, mezarlık ya da cadde olsa da... Diğer günleri ise meraklılarına bırakalım.
Bu gerçeküstü romanda pek çok ilüstrasyon var ama aslında her biri tek başına da fazlasıyla etkileyici. Her okur bu kitabı kendi birikimine, duygusuna ve zekâsına göre farklı olarak yorumlayabilir.
'Merhamet Haftası' ilk baskısında büyük beğeniyle karşılanmış ve ilham kaynağı olmuş. Örneğin, Hans Richter'in 1947 yapımı avangart serüven filmi 'Dreams That Money Can Buy'ın ilk bölümü de bu kolajlardan esinlenerek çekilmiş. Son derece özel ve sıra dışı bir kolaj-roman, Max Ernst'in 'Merhamet Haftası'. Etkisi, kolajların üzerinde yoğunlaştıkça artıyor. -Hilmi Tezgör-Radikal Arşiv-
Almanya'nın Rheinland bölgesindeki Brühl kasabasında, 1891 yılında doğan Max Ernst'in çocukluğu mutsuz sayılmazdı, ama yine de beş yaşında babasının baskısından kurtulmak için evden kaçmayı denemişti. Felsefe, sanat tarihi ve psikoloji öğrenimi gördükten sonra orduda görev aldı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra komünist partinin örgütleyicilerinden Theodor Baargeld ile tanıştı ve birlikte 'Der Ventilator' adlı dergiyi çıkardılar. Kendi büyülü evrenini herkes için görünür hale getirmeye çalışan Ernst, 1919 yılında Dada'nın Köln temsilcisi olmuştu. 1920'de Hans Arp ile birlikte açtıkları serginin 'İlk Dada gösterisi' olduğu duyuruldu. Ziyaretçiler, Köln'deki bir birahanede gerçekleştirilen bu sergiye bir tuvaletten geçerek girebiliyorlardı, içerideki sürprizlerin sayısı ise daha fazlaydı. 'Berlin'deki komünistlerin Köln'deki Dadaistlerden daha az tehlikeli olduğu' ihbarını alınca polis sergiyi kapattı. 1922'de, öncü sanat akımlarının merkezi durumundaki Paris'e geçen ressam Paul Eluard ve Andre Breton ile tanışarak gerçeküstücülere katıldı ve bu anlamda resmin dilini değiştiren ilk ressam oldu.
Farklı nesnelerin birliktelikleri Düşsel görüntüler ve erotik fanteziler, gerçeküstücü ressamların sıkça başvurdukları malzemelerdi. Onlar dış dünyaya farklı bir gözle bakmış ve gördükleri şeyler arasındaki ilişkiyi ya tersyüz ederek ya da mantıksal bağlantıyı bozarak resme dönüştürmüşlerdi. İmgelerin serbest çağrışımları, farklı nesnelerin anlamlı birliktelikleri ve sanattaki hareket serbestliğini tercih eden bu ressamlar için kolaj çok uygun bir teknikti ve hararetle benimsenmişti. Ernst kendi kolajlarında boyanın yanı sıra farklı malzemeler de kullanmıştı. Yapıştırma eylemi her zaman yaratmanın bir bölümü değildi fakat ressam bu türdeki çalışmalarında sadece eski kitap ve kataloglardaki resimleri kesip yapıştırmıştı. Boyama işlemi birleşme noktalarını tamamen örtmüş ve etkileyici sonuçlara ulaşılmıştı.
Üç haftada yazılan roman Yazısız bir roman olan, ama bir çizgi-roman olmayan 'Merhamet Haftası ya da Yedi Ölümcül Element'i Max Ernst 1933 yılında İtalya'daki dostlarını ziyareti sırasında üç hafta içinde bitirmiş. Kitabın büyük bölümünde temel resimler olarak tamamlanmış hazır ilüstrasyonları, ilavelerle değiştirerek kullanmış. Bunlar 19. yüzyıl sonları popüler Fransız nesrinin kaba saba ve genellikle renkli ahşap oymaları. Konular ise, ihtiraslı aşklar, kıskançlıklar, tutku suçları ve nefret.
Ernst'in 'Merhamet Haftası' aynı zamanda dil ve kavramlardan da oluşan bir kolaj. Kitapta geleneksel 'yedi ölümcül günah' yerine 'yedi ölümcül element' yer alıyor. Elementlerin ikisi, su ve ateş geleneksel dört günaha aitken, bize yedi element sunuluyor ve bunların beşi alışılmışın dışında. Eserin her bir bölümün başında bir dadaist ya da gerçeküstücünün metinlerinden (Arp, Eluard, Tzara, Breton) ve gerçeküstücülüğün atalarından A. Jarry'den (Übü Baba) alıntılar var. 'Merhamet Haftası' Pazar günüyle ve 'çamur' elementinin örneği olarak Belfort Aslanı ile başlıyor. Bu bölümdeki birçok figürün başı aslan başı olarak tercih edilmiş. Pazartesi'nde ise 'su' elementi her resmi istila ediyor, resimde bir yatak odası, mezarlık ya da cadde olsa da... Diğer günleri ise meraklılarına bırakalım.
Bu gerçeküstü romanda pek çok ilüstrasyon var ama aslında her biri tek başına da fazlasıyla etkileyici. Her okur bu kitabı kendi birikimine, duygusuna ve zekâsına göre farklı olarak yorumlayabilir.
'Merhamet Haftası' ilk baskısında büyük beğeniyle karşılanmış ve ilham kaynağı olmuş. Örneğin, Hans Richter'in 1947 yapımı avangart serüven filmi 'Dreams That Money Can Buy'ın ilk bölümü de bu kolajlardan esinlenerek çekilmiş. Son derece özel ve sıra dışı bir kolaj-roman, Max Ernst'in 'Merhamet Haftası'. Etkisi, kolajların üzerinde yoğunlaştıkça artıyor. -Hilmi Tezgör-Radikal Arşiv-