Duygusal açıdan, aklın almıyacağı koşullar içinde, çok kuvvetli iç ve dış engeller karşısında, dâhi bir baş ve etrafındaki bir avuç inanmış kişinin bir tutam mayayla "gölü yoğurt" yapmasıdır.
Olayın bu yönü, çok büyük ve destanîdir.
Derinliğine ve gerçeklerin sert burukluğuna erdikçe, bu olay insanın başını döndürmektedir.
Hele yoktan bir devlet kurulduktan sonra, ona yapışmış, benliğine girmiş bir yığın yamanın ilk oluşumu içindeki duruluğa verdiği renk, usun ve hayal gücünün dışında bir acılık kazanmakta ve olayı daha da büyütmektedir.
Millî Mücadele içinde geçen ayaklanmalar dizisi elbetteki önemlidir. Ancak "ayaklanma nedenleri" için söylenmiş, sıralanmış öğelerin basında ve hepsinden kat kat ağırlığını duyuran "din sömürüsü" olduğu kanısındayız. Objektif bir çabayla yazmağa çalıştığımız ayaklanmalar zincirinde bu nokta belirecektir.
Şunu da belirtelim ki, Millî Mücadelemiz kurulmuş bir yay gibi birden fırlayan bir mucize değildir. Daha doğrusu bu büyük olayın ve içindeki isyanlar zincirinin, bir toplumu yapan ruhsal ve maddî öğelerdeki tarihsel, ekonomik, dinsel vb. müesseselerin ayrıntılı ve derinliğine incelenip sonuca varmak zorunluğu apaçıktır. Ayaklanmalar için de aynı kanıt doğrudur. Biz bunun bir yönünü kanımızca ağır basan, dışa vuran yönünü aldık. (Önsözden)
Duygusal açıdan, aklın almıyacağı koşullar içinde, çok kuvvetli iç ve dış engeller karşısında, dâhi bir baş ve etrafındaki bir avuç inanmış kişinin bir tutam mayayla "gölü yoğurt" yapmasıdır.
Olayın bu yönü, çok büyük ve destanîdir.
Derinliğine ve gerçeklerin sert burukluğuna erdikçe, bu olay insanın başını döndürmektedir.
Hele yoktan bir devlet kurulduktan sonra, ona yapışmış, benliğine girmiş bir yığın yamanın ilk oluşumu içindeki duruluğa verdiği renk, usun ve hayal gücünün dışında bir acılık kazanmakta ve olayı daha da büyütmektedir.
Millî Mücadele içinde geçen ayaklanmalar dizisi elbetteki önemlidir. Ancak "ayaklanma nedenleri" için söylenmiş, sıralanmış öğelerin basında ve hepsinden kat kat ağırlığını duyuran "din sömürüsü" olduğu kanısındayız. Objektif bir çabayla yazmağa çalıştığımız ayaklanmalar zincirinde bu nokta belirecektir.
Şunu da belirtelim ki, Millî Mücadelemiz kurulmuş bir yay gibi birden fırlayan bir mucize değildir. Daha doğrusu bu büyük olayın ve içindeki isyanlar zincirinin, bir toplumu yapan ruhsal ve maddî öğelerdeki tarihsel, ekonomik, dinsel vb. müesseselerin ayrıntılı ve derinliğine incelenip sonuca varmak zorunluğu apaçıktır. Ayaklanmalar için de aynı kanıt doğrudur. Biz bunun bir yönünü kanımızca ağır basan, dışa vuran yönünü aldık. (Önsözden)