Vahyi'nin 414 beyitlik manzum bir eseri olan Miracü'l-Beyan, sûfilerin seyr ü sülûk çıkarırken yaşadıkları hal ve mertebelerini özlü bir biçimde dile getirmektedir. Bu eserde mirac terimi, sadece Hz. Peygamber'in manevi urûcu anlamında değil, genel manada ve özellikle sufilerin manevi yükselişini ifade etmek, seyr ü sülûku anlatmak için kullanılmıştır. Nitekim tarih boyunca mutasavvıflar, “mirac” kavramını hem Hz. Peygamber'in miracı, hem de kişinin manevi yükselişi olarak değerlendirmişlerdir.
Mustafa Tatcı ve Cemal Kurnaz'ın “Miracın Tasavvufi Boyutu” ismiyle yayına hazırladıkları bu eser, aşk ve irfan yolcularına bir rehber olduğu kadar, dil ve üslup özellikleri bakımından da nadide eserlerimizden biri olma keyfiyetini taşımaktadır. Kitapta Kastamonulu Vahyi'nin kaleme aldığı orijinal metin, sadeleştirilmiş metinle birlikte okura sunulmaktadır. *
“adem, Hakk'ın zatını bilen, zat sırrı içinde İlahi mesajları anlayan kişidir. Vicdani ilmiyle nefsini bilen Rabb'ini de bilir. İlahi aşkın cezbesini iste ki, cezbe ile zahmetsiz olarak Hakk'a kavuşasın. Hakk'a giden yol ism-i a'zamdan geçer. arif isen, durma onu iste, bul. Ey kardeş, Hakk'a ulaşmak istiyorsan, sen de bir insan-ı kamil bulmaya çalış.”
Vahyi'nin 414 beyitlik manzum bir eseri olan Miracü'l-Beyan, sûfilerin seyr ü sülûk çıkarırken yaşadıkları hal ve mertebelerini özlü bir biçimde dile getirmektedir. Bu eserde mirac terimi, sadece Hz. Peygamber'in manevi urûcu anlamında değil, genel manada ve özellikle sufilerin manevi yükselişini ifade etmek, seyr ü sülûku anlatmak için kullanılmıştır. Nitekim tarih boyunca mutasavvıflar, “mirac” kavramını hem Hz. Peygamber'in miracı, hem de kişinin manevi yükselişi olarak değerlendirmişlerdir.
Mustafa Tatcı ve Cemal Kurnaz'ın “Miracın Tasavvufi Boyutu” ismiyle yayına hazırladıkları bu eser, aşk ve irfan yolcularına bir rehber olduğu kadar, dil ve üslup özellikleri bakımından da nadide eserlerimizden biri olma keyfiyetini taşımaktadır. Kitapta Kastamonulu Vahyi'nin kaleme aldığı orijinal metin, sadeleştirilmiş metinle birlikte okura sunulmaktadır. *
“adem, Hakk'ın zatını bilen, zat sırrı içinde İlahi mesajları anlayan kişidir. Vicdani ilmiyle nefsini bilen Rabb'ini de bilir. İlahi aşkın cezbesini iste ki, cezbe ile zahmetsiz olarak Hakk'a kavuşasın. Hakk'a giden yol ism-i a'zamdan geçer. arif isen, durma onu iste, bul. Ey kardeş, Hakk'a ulaşmak istiyorsan, sen de bir insan-ı kamil bulmaya çalış.”