Bu topraklarda yaşayan insanların dini-ahlaki, sosyolojik ve siyasi davranışları üzerinde kafa yormak isteyenler için kitapta hayli malzeme var diyebilirim. Bazı eksik veya yanlış bilgilere yer vermeleri -bugünkü anlayışımıza göre- mübalağalı üslup kullanmaları gibi gerekçelerle Mızaklı İlmihal ve benzeri kitapların, buralarda işleyen mantığın ihmal edilmesinin, bizi ayak bastığımız zeminin dini kültürel tabiatını tanıma noktasında zaafa uğratacağı kesindir.
Mızraklı İlmihal Hz. Adem'le /ilk insanla başlayıp ölümle / insanın bu dünyadan ayrılışıyla bitiyor. Bu aradaki konuların anlatılış tarzı modern anlamda metodik değildir. Bir bakıma Kur'an'ın meseleleri anlatış tarzına benzer bir yol izlenerek çok hususi bir üslupla inançları, ibadetleri, ahlak kurallarını vs. hayatın ayrılmaz ve bölünmez birer parçaları gibi içiçe, yanyana verme tarzı seçilmiştir. Klasik dönemlerde büyük kalabalıklara yönelik olarak düşünülen bütün kitaplarda olduğu gibi burada da “terğib ve terhîb” yani okuyucuyu teşvik etmek / heveslendirmek veya sakındırmak / korkutmak için özel bir usûl ve ifade kullanıldığı görülecektir... (Sunuştan) Osmanlı-Türk İslâm anlayışının ve halk müslümanlığının temel kaynaklarından biri olan Mızraklı İlmihal hem din tasavvuru hem de yazılı veya sözlü olarak yaygın bir şekilde okunması, okutulması açısından önem arzediyor. Dili ve konuları anlayış biçimi ezberlemeye müsait bir şekilde kurgulanmıştır. Mahalle mekteplerinde ana ders kitaplarından biri olan eserin bu neşrinde Arap harfli ve harekeli Osmanlıca tıpkıbasımı da yer alıyor.
