Bir ülkenin veya toplumun politik kültüründen bahsederken, aslında orada siyasetin işleyiş biçiminin kendine özgü yanları üzerinde konuşuyoruz. Politik kültür ilk etapta görünmeyen ve dışardan insanlara gizli kalan bir boyuttur. Siyasal alanda görünen şey, siyasi aktörlerin eylemleri ve söylemleridir. Kitlelerin ve medyanın izlediği şeyler bunlardır. Fakat biraz zahmete katlanıp aktörlerin neden böyle davrandıklarını veya söylemlerini neden belirli bir tarzda ilettikleri incelenirse, bunların arkasında belirli değer ve normların yattığı görülecektir. İşte, politik kültür burada kendini gösterir. O, geri planda ve saklıdır ama aslında çoğu şeyi belirleyen ya da etkileyen odur!
Bu çalışmanın merkezinde politik kültür ve demokrasi kavramları bulunmaktadır. Demokrasi, sadece bir kavram ve fikir (idea) değil, aynı zamanda bir deneyim ve pratiktir. Bu fikir ve pratiğin sosyolojik ve kültürel antropolojik inceleme alanı olarak Hollanda örnek-olay olarak seçilmiştir. Elinizdeki eserde şu dört soruya cevap aranmaktadır:
- Demokrasi, Cumhuriyetçi ideallerle daha fazla örtüşürken, Hollandalıların kraliyetle (monarşiyle) demokrasiyi uzlaştırabilmiş olmasının tarihsel arka planı nedir?
- Toplumsal yapının farklı dini ve toplumsal güçlerle belirlendiği bir ülkede demokrasi nasıl bu kadar istikrarlı bir seyir izleyebilmiştir?
- Merkez-çevre ilişkisi bağlamında Hollanda'da demokrasinin yerel ve adem-i merkeziyetçi yapısı nasıl oluşmuştur?
- Siyasal partilerin demokrasi tasarımları ideolojik bakış açılarına göre nasıl bir farklılaşma göstermektedir? Ne tür demokrasi tasarımları bulunmaktadır?