bu türkü hiç bitmeyecek karanlık sular akıyor içime
her dizesi bir fırtına belki soluğum yetmeyecek
korkarım teninden avuçladığım buğu uçup gidecek
yastığım sımsıkı yastıkta aralanmıyor dudakların
kış üşümesiyle durma sırtını dönüyor yatağım
bir yangından çıkmışım tepeden tırnağa yanık
çekip almışım bir çocuğu çığlığı bende kalmış
yana yana dost kapılardan yüzgeri olmuşum
su dökenimi aramışım inatla beni ağzınla sustur
seni suskunluk kapkara suskunluk öldürecek beni
sesi türkümün sesi sağanak yağmurları isterim
dur altına sen de sağalır belki ateşi gövdemin
duvarla başladı duvarla mı bitecek türküm
şu dağlar eteği kuşatma tepesi karlı dağlar
şu okul şu sokak şu ev şu ağaç şu bulvar
düşünüyorum da sanki bir varmış bir yokmuş
benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş
sesli konuş dışarda kalmasın çiçek yüklü dallarıyla bahar
balçık gecelerden balçık gecelere çıkıyorum
ayaydınlık sabahlara bir de sana inanıyorum
(...) (Arka kapaktan)
bu türkü hiç bitmeyecek karanlık sular akıyor içime
her dizesi bir fırtına belki soluğum yetmeyecek
korkarım teninden avuçladığım buğu uçup gidecek
yastığım sımsıkı yastıkta aralanmıyor dudakların
kış üşümesiyle durma sırtını dönüyor yatağım
bir yangından çıkmışım tepeden tırnağa yanık
çekip almışım bir çocuğu çığlığı bende kalmış
yana yana dost kapılardan yüzgeri olmuşum
su dökenimi aramışım inatla beni ağzınla sustur
seni suskunluk kapkara suskunluk öldürecek beni
sesi türkümün sesi sağanak yağmurları isterim
dur altına sen de sağalır belki ateşi gövdemin
duvarla başladı duvarla mı bitecek türküm
şu dağlar eteği kuşatma tepesi karlı dağlar
şu okul şu sokak şu ev şu ağaç şu bulvar
düşünüyorum da sanki bir varmış bir yokmuş
benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş
sesli konuş dışarda kalmasın çiçek yüklü dallarıyla bahar
balçık gecelerden balçık gecelere çıkıyorum
ayaydınlık sabahlara bir de sana inanıyorum
(...) (Arka kapaktan)